Hayatınızdaki patili bireyin tüylerinin, evinizin zemininde Western filmlerindeki çalılar gibi yuvarlandığına şahit oldunuz mu?
Eğer olduysanız neden bu kadar çok tüy döktüğünü, hangi noktaya kadar normal olduğunu merak edebilirsiniz. Gelin, kedilerde ve köpeklerde tüy dökülmesi nedenlerine daha yakından bakalım.
Kedilerde ve Köpeklerde Tüy Dökülmesi Nedenleri:
1. Onlar için Sağlıklı Olması:
Kedi ve köpeklerin tüy dökmesinin en temel sebebi, tüy dökmenin onlar için sağlıklı olmasıdır.
Tüy dökme, tüylü hayvanlar için hayatın olağan bir parçasıdır ve boşa harcanan bir çaba değildir.
Tüy dökülmesi, ölü tüylerin atılmasına ve ciltteki doğal yağların salınmasına yardımcı olur. Ölü tüyler çıkarılmazsa cilt tahrişine neden olabilir.
Tam da bu nedenle, tüy dökülmesinin olası diğer nedenlerini tespit edip olabilidğince doğal yöntemlerle engellemek yerine, kimyasal ürünlerle tüy dökülmesini durdurmak uzun hatta kısa vadede dahi birçok sağlık sorununa neden olacaktır.
2. Mevsim Geçişleri:
New York, Huntington Station'daki Island Veterinary Group'un kurucu ortağı Veteriner Hekim Angela N. Martin, WordsSideKick.com'a verdiği demeçte kedi ve köpeklerin vücut sıcaklıklarını kontrol etmelerine yardımcı olmak için yılda yaklaşık iki defa mevsimsel olarak ölü derilerini attıklarını ve/veya yoğun tüy dökmesi yaşadıklarını belirtti.
Bu dökülme ilkbahar ve sonbaharda yaşanmaktadır. İkbaharda tüy dökmek, patili bireylerin ağır kışlık kıyafetlerini üstlerinden çıkarmalarına yardımcı olurken, sonbaharda tüy dökmek ise kışlık kıyafetlerini giyebilmek için hazırlanmalarına yardımcıdır.
Veteriner Hekim Dr. Sam Gilbert, mevsim geçişlerinde yaşanan tüy dökme döngüsünün, bir evcil hayvanın içeride ve dışarıda geçirdiği süreye bağlı olarak değişebileceğini belirtmektedir.
Evde yaşayan patili bireyler, yapay aydınlatmanın yanı sıra yazın klimaya, kışın ısıtmaya maruz kalır. Bu durum biyolojik saatlerini karıştırabilir, ilkbahar ve sonbaharda fazla dökülmesindense yıl boyunca nispeten sabit tüy dökülmesine ve ev sıcakken daha fazla, serinken daha az tüy dökülmesine neden olabilir.
3. Stres:
Stresin tüy dökülmesine olan etkisinin maksimum ve en göze çarpan formunu veteriner hekim ziyaretlerinizde görmüş olmanız muhtemeldir.
Bunun nedeni stresli zamanlarda kasların gerilmesi ve telojen tüyler olarak adlandırılan dinlenme evresindeki tüy köklerinin salınmasıdır. Bu durum, stres durumunda, stresin seviyesine göre artan ya da azalan tüy dökümüne neden olur.
4. Bağışıklık Tepkisi Düşüklüğü:
Kedi ve Köpeklerde Bağışıklık Neden Düşer? Besin eksikliği sorunları, stres, uyku düzeni bozuklukları ve kalıtsal faktörler patili bireylerde bağışıklık tepkisinin düşmesine neden olabilir.
Kedi ve Köpeklerde Bağışıklık Düşüklüğü Belirtileri?
Tekrarlayan enfeksiyonlara eğilimli ve geleneksel antibiyotik tedavilerine başarısız yanıt
İştahsızlık
Çeşitli cilt enfeksiyonlarına yatkınlık
Yavru ise yavaş büyüme
Aşı sonrası hastalıklar ya da normalden uzun süren toparlanma
Enfeksiyonlarla ilgili diğer semptomlar hayatınızdaki patili bireyin bağışıklık tepkisinin düşük olduğunu gösterebilir.
Kaliteli ve Pahalı Mama Kullanırsam Besin Eksikliği Yaşamaz Mı?
En pahalı ya da en kaliteli içeriğe sahip olduğu belirtilen kuru mamayı almanız, ne yazık ki beslenme kaynaklı sorun yaşamayacağı anlamına gelmez.
Bunun birçok nedeni vardır. Başlıca nedenlerinden bahsetmek gerekirse:
Kuru mamaların içeriğindeki ögelerin -en kaliteli ve üst sınıf içerikler kullanılsa dahi- büyük çoğunluğu, mamanın yapım sürecinin doğal gerçeği olan kurutma ve sıkıştırma evresindeki yüksek ısılı işlemler sırasında kaybolur.
Bu kayıp her segmentteki ve fiyattaki kuru mamalar için ortaktır.
Mamanın segmenti düştükçe, bu nedenle kaybedilenin yerine lezzet arttırıcılar ve sentetik besinlerin eklenme oranı yükselir. Bu süreçte de hayatınızdaki patili bireyin uzun vadeli sağlığına zarar verebilecek farklı türde akrilamid ve diğer kanserojenler oluşur.
Ek olarak mamaların üretim ve stoklama süreçlerinin aşamalarına tamamen hakim olmamamız, her birinde raf ömrünü uzatmak için koruyucu kullanılması ve bu koruyucuların türü ile miktarı kritik derecede önemlidir.
Kuru mamaların bir diğer dezavantajı ise düşük nem içeriğidir. Bu, özellikle su ihtiyacının büyük çoğunu gıdasından alma güdüsüne sahip kedilerin, mamalarından su almak yerine daha fazla su içmesi gerektiği anlamına gelir ama kediler su içmeye zaman ayırmaktan pek hoşlanmaz.
5. Endokrin Bozukluklar:
Endokrin Bozukluk Nedir? İç salgı bezlerinden salgılanan ve kan yolu ile vücuda yayılarak ilgili organlarda etki gösteren hormonların eksik veya fazla olmasıdır. Bu eksiklik ya da fazlalığın miktarına göre çeşitli semptomlar görülebilir ya da hastalıklar oluşabilir.
Endokrin bozuklukların başlıca belirtileri;
Fazla tüy dökülmesi (fazla vurgusunun sebebi, ilk cümlelerimizde özellikle belirttiğimiz üzere kedi ve köpeklerde tüy dökülmesinin belirli seviyelere kadar normal ve sağlıklı olmasıdır)
Ruh hali değişiklikleri
Kilo durumu değişiklikleri (Endokrin hastalığı ya da kedi/köpek olması gibi değişkenlere göre hızlı kilo alımı ya da kaybı)
Normalden fazla su içme
Halsizlik belirtileri
Enfeksiyona meyillilik
İshal
6. Alerjiler:
Kedi ve köpeklerde tüy dökülmesine;
Kaşıntı,
Koku,
Cilt iltihabı,
Ciltte kabuklanma,
Ciltte koyulaşma veya
Gastrointestinal belirtiler (Karın ağrısı, iştahsızlık ve/veya kusma, ishal) eşlik ettiğinde, ikincil cilt enfeksiyonları ile alerjilerden de şüphelenilir.
Bu dökülmelerde yer yer tüysüz bölgeler oluşabilir.
7. Yaş:
Kedi ve köpeklerin tüyleri; tüylerin büyüdüğü, dinlendiği ve tüy kökünün tüyü bırakıp büyüyecek tüye yer açtığı bir döngü içindedir. Yaşları ilerledikçe dinlenme süreci kısalabilir.
İleri yaş, bağışıklık tepkisinin düşmesine neden olabilir.
Yaşa bağlı ağrılar strese neden olabileceği gibi, karakterdeki öne çıkan unsurların yaşla birlikte sivrileşmesi nedeniyle de stresi artabilir.(Örneğin gençken gergin olan bir kedide yaş ilerledikçe gelişen anksiyete ya da gençken odak noktası olmayı seven oyuncu bir köpeğin yaşlandıkça artan talepkarlığı nedeniyle, rutini içinde dahi girdiği stres)
Ayrıca kediler yaşlandıkça kendilerini daha az temizleme eğilimindedirler. Bu, daha fazla tüy dökülmesine veya tüylerinin matlaşmasına neden olabilir.
8. Genetik Yatkınlık:
Uzun tüylü patili bireylerin daha fazla tüy dökmesi yaygın bir yanılgıdır.
Evet, uzun tüylü kedilerden İran Kedileri, Ragdoll Kedileri ve Main Coon tüy dökmeye daha yatkındır ancak aynı zamanda, örneğin kısa tüylü olması isminde dahi yer alan American Short Hair fazla tüy dökmesiyle bilinir.
Köpekler için de durum benzerdir. Tüy uzunluğu bir kriter değildir. Labrador Retriever, Newfoundlands ve Pekingese çok fazla tüy dökme eğilimindeyken, Dachshund, Kaniş ve Border Teriyer neredeyse hiç tüy dökmezler.
Bir türün diğerinden daha fazla tüy dökmesinin, tüy uzunluğu ya da yapısına bağlı belirli bir nedeni yoktur. Bazı patili bireyler, yalnızca doğal genetik yapılarından dolayı fazla tüy dökerken bir diğeri daha az tüy dökebilir.
9. Parazitler:
Mantar enfeksiyonları ve pireler, sorun çözülene kadar tüy dökülmesi başta olmak üzere birçok sağlık sorununa neden olabilir.
Bu durum biz patili birey ebeveynleri için oldukça can sıkıcıdır. Çünkü hem parazit ilaçlarının ağır yan etkiler oluşturan toksik bir etken madde olan Izoksazolin ya da türevi olan Afoxolaner içermesi hem de FDA'nın sadece firma beyanında dayalı sistemi nedeniyle bu ürünleri onaylamış ve gelen tepkilerle kullanım sonuçlarını belirttiği açıklamalar yayınlamış ancak onayını kaldırmamış olması sorunu, "O zaman ne yapacağız?" sorusunu ortaya çıkardı.
Bu durumda ev yapımı bazı ürünler de kullanmak bir seçenek ancak yoğun dış parazitli ortamda bulunan patili bireyler için bu seçenek, uzun vadede etkili değil.
Bu durumda ne yazık ki bu ürünleri kullanmak zorundayız. Ancak doğal antioksidanlarla hayatımızdaki patili bireyi destekleyi ve bu süreçte sürekli gözlem altında tutmayı ihmal etmememiz gerektiğini unutmamalıyız.
10. Hamilelik ve Emzirme:
Hamilelik ve emzirme, patili bireylerde sağlıklı bir tüy için ihtiyaç duydukları vitamin ve mineralleri tüketebilir. Bu durum fazla tüy dökmeye yol açabilir.
Bu dönemlerde ona özel bir beslenme planı uygulamak fayda sağlayacaktır.
11. Yeteri Kadar Taramamak:
Hayatınızdaki patili bireyi taradığınızda fazla tüy dökülmesinin önemli bir miktarını tarak ile alabilirsiniz. Bunu cildine zarar vermeyecek şekilde uygulamak önemlidir. Aksi durumda daha fazla tüy dökülmesine neden olabilirsiniz.
Tarama rutinini keyif aldığı bir alışkanlık haline getirmek, sizinle keyifli ve kaliteli zaman geçirmesini sağlayıp strese karşı da etkili olacaktır.
Kedimi/Köpeğimi Tranmaya Nasıl Alıştırabilirim?
Yavru patili bireyi sevgi dolu bir ses tonuyla konuşarak tarayıp sonrasında sevdiği bir yiyecekle ödüllendirmek onun bu rutine hızlıca alışmasını sağlayacaktır.
Yetişkin ve taranmayı sevmeyen patili bireylerde ise;
Önce elinizle -tırnaklarınızı da hafifçe kullanarak- severken sevgi dolu bir ses tonuyla konuşunuz.
Ardından sevdiği bir yiyecekle ödüllendiriniz.
Yarım saat kadar sonra aynı ses tonuyla ve aynı kelimeleri kullanarak onu seviniz.
Ardından, sakladığınız tarağı çıkarıp o görmeden nazikçe taramaya başlayınız.
Taradığınızı fark ettikten sonra ama henüz itiraz etmeden önce taramayı bırakıp sonrasında ödüllendirebilirsiniz. (Siz taramayı henüz bırakmadan itiraz ettiyse ödüllendirmeyin. Sadece taramayı bırakın.)
Görmesiyle itirazı arasındaki süre yavaş yavaş uzayacak ve zamanla ortadan kalkacaktır.
12. Karaciğer Sorunları ve Toksinler:
Karaciğer vücudu temizleyen ve arındıran bir detoks organıdır.
Mamaların, aşıların, ilaçların, solunan havanın, kişisel bakım ve temizlik ürünleri gibi tüm dış toksinlerin vücuttan temizlenmesini sağlar.
Vücuttaki toplam toksik yük miktarı arttıkça karaciğer zorlanmaya ve vücudu arındıramamaya başlar.
Vücutta biriken toksinler ise, tıpkı insanlarda olduğu gibi, kendisini önce ciltte gösterir.
Ciltteki sorunlar da tüy dökülmesine sebep olur.
13. Böbrekler ve Böbreküstü Bezleri:
Böbreklerin birçok işlevi vardır. Başlıca görevleri kan dolaşımından atık ürünleri uzaklaştırmak, potasyum ve sodyum gibi bazı temel minerallerin seviyelerini düzenlemek, vücuttaki su miktarını korumak, çeşitli hormonları salgılamak ve idrar üretmektir.
Böbrekler çeşitli işlevlerini yerine getirmek için büyük miktarda yedek kapasiteye sahiptir, bu nedenle herhangi bir klinik belirti görülmeden önce böbreklerin en az üçte ikisinin (%67 ila %70) işlevsiz olması gerekir. Birçok vakada, hastalık belirginleşmeden önce böbrek hasarı birkaç ay veya yıl (kronik) boyunca meydana gelmiştir.
Mamalardaki koruyucu ve aromalar,
Su tüketiminin az olması,
Yetersiz egzersiz ya da
Genetik yatkınlıklar böbrek sorunlarına neden olabilir.
Böbrek sorunları, kanda zararlı madde (toksin) oranını arttırdığında ise yine ilk belirtilerden birisi fazla tüy dökülmesi olmaktadır.
14. Kepek:
Kepek,
Cilt yağ dengesinin bozulması,
Enfeksiyon,
Yetersiz beslenme,
Obezite,
Yetersiz su alımı,
Stres gibi nedenlerle oluşan bir deri problemidir.
Kepek genellikle sırtın, kuyruk ile birleştiği bölgelerde beyaz pulların tüy üzerine çıkması ile görülür.
Kaşıntıya ve tahrişe neden olan kepek aynı zamanda fazla tüy dökülmesinin bir diğer sebebidir.
Unutmayın:
Onları hayatımıza alırken vücutlarının tüylerle kaplı olduğunu biliyorduk.
Eğer en başından hangi ırkın daha fazla hangi ırkın daha az tüy döktüğünü öğrenmeye çalışarak bir patili bireyi sahiplenecekseniz, henüz buna hazır olmadığınızı kabullenin.
Tıpkı hangi ay doğan çocuğun daha az ağlayıp hangisinin daha fazla ağladığını araştırarak çocuk sahibi olmaya çalışıyorsak, buna henüz hazır olmadığımızı kabullenmizin gerekmesi gibi.
Hazır olmamamız sorun değil. Hazır olmak zorunda değiliz.
Ama en temel gerçekleri sebebiyle ondan uzaklaşmak yerine bunun altında yatan bir sağlık sorunu olup olmadığını araştırmak ve eğer öyleyse iyi olmasını sağlamak zorundayız.
Tüylerinin dökülmesini -hayatımızdaki birçok diğer gerçek gibi- kabul etmek, vermiş olduğumuz ve sadece bizi etkilemeyen kararımızın arkasında durmak zorundayız.
Ve eğer bize -büyük bir bölümünü sezmemizin mümkün olmadığı- derin bir bağ ile bağlanmış olan varlığı derinden sarsacak o kararı vermeyi aklımızdan geçirebiliyorsak, önce ona şefkat dolu ve ömrünün son gününe kadar sevgiyle eşlik etmeye hazır bir aile bulmamızın en önemli sorumluluğumuz olduğunu bilmek zorundayız.
Doğa ile uyumun getirdiği sağlıkla, huzurla ve güvenle...
Kaynak ve Referanslar
Comments