top of page

Boş arama ile 74 sonuç bulundu

  • Sümük ve Hapşırma: Kedi Üst Solunum Yolu Enfeksiyonları

    Kedilerde kronik üst solunum yolu hastalığı belirtilerinin en yaygın nedeni viral hastalık ve ardından gelen kendi kendini devam ettiren iltihaplanma olsa da, diğer nedenlerin elenmesi gerekir. Bunlara; Yabancı cisimler, Bakteriyel veya fungal enfeksiyonlar, Oral-diş hastalıkları ve neoplazi dahildir. Herhangi bir nedene bağlı iltihaplanmalar da dahil olmak üzere üst solunum yollarının yapısında veya işlevinde değişikliğe katkıda bulunan herhangi bir faktör, eğer altta yatan faktörler çözülmezse normal işlevi tehlikeye atacak ve kronik hasara yatkınlık yaratacaktır. Kedi Üst Solunum Yolu Enfeksiyonunun Tedavisindeki Zorluklar Eğer kronikleşmişse, kedi burnu tıkanıklığı, tedavisi zor bir hastadır. Hastalığın seyri ne kadar uzun olursa, etkilenen dokular üzerindeki sonuçlar o kadar şiddetli olur ve hasta o kadar güçsüzleşir. Muhtemel sebepleri ayırt etmek ve viral olmayan nedenleri dışlamak için mantıklı bir tanı planı ile bunu takip eden uygun tedavi seçimleri gerekir. Viral bir enfeksiyon olsa bile, enfeksiyonun patolojik sonuçlarını azaltmaya yönelik tedaviler klinik belirtileri düzenleyebilir ve kontrol etmeye yardımcı olabilir. Üst Solunum Yolu Enfeksiyonuna Yatkın Olan Kediler Her yaştan kedi etkilenebilir. Kısa veya kıvrımlı burun kanalları veya çok küçük burun delikleri gibi konformasyonel (ırk veya malformasyon) özelliklere sahip kediler, çözülemeyen iltihaplanmaya yatkındır. Mantar hastalığı belirli coğrafi bölgelerde daha alakalıdır ve bu da geçmiş toplamada seyahat geçmişinin dahil edilmesini önemli hale getirir. Yaşlı kedilerin neoplazi kaynaklı belirtilere sahip olma olasılığı daha yüksektir. İran Kedileri Burun Yapıları Sebebiyle Üst Solunum Yolu Hastalıklarına Daha Yatkındır Kedilerin Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu Teşhisi Hapşırma, burun ve sinüslerdeki reseptörlerin uyarılması nedeniyle oluşur. Hapşırmanın zamanlamasını, başlangıcını, süresini ve sıklığını bilmek yardımcı olabilir. Kronikleşme ve/veya enfeksiyona bağlı değişiklikler nedeniyle hapşırma durabilir. Bu durum akıntının birikmesine neden olabilir. Burun akıntısı seröz (sulu ve akışkan), mukoid (jelatinimsi), pürülan (iltihaplı) veya kanlı olabilir. Akıntının gün boyunca veya mevsim boyunca değişip değişmediğini ve özellikle tek taraflı mı yoksa iki taraflı mı olduğunu bilmek yardımcı olur. Solunum düzenleri ve sesleri anormal olabilir. Miyavlaması kısık veya sessiz olabilir, mırlaması farklılaşabilir. Nefes alma 'geceleri daha kötüyse' bu bronşit anlamına gelebileceği gibi, evde bulunduğumuz zamanda ve sessizlikte daha fazla dikkatimizi çektiği için de olabilir. Hareketli bir oyun oynadıktan sonra veya dinlenirken daha kötü olan sesler solunum müdahalesinin ciddiyetini veya salgıların hareketini yansıtabilir. Bazı kedilerde mevsimsel alevlenmeler olur ve bu da alerjik veya temasında tahriş edici bir bileşene maruz kaldığını gösteriyor olabilir. Kedinin burnuna tutulan soğutulmuş bir slaytla ya da camla, burun kanallarının açıklığı değerlendirilebilir. Kedilerde Üst Solunum Yolu Enfeksiyonunun Tedavisi Üst solunum yolu enfeksiyonları, Kedi herpes virüsü veya kalisivirüs gibi bir virüsten şüpheleniliyorsa genellikle destekleyici bakımla tedavi edilir. Veterineriniz, kedinizin virüsle savaşırken bağışıklık sistemini desteklemek için probiyotikler veya amino asit takviyeleri ( Spirulina C ve L-Lysine gibi) önerebilir. Bazı kediler buhar terapisinden faydalanabilir ve veteriner hekiminiz, burun kanallarını nemli tutmak için kedinizi duş alırken banyoda tutmanızı önerebilir. Kedilerde URI'ler bazen bakterileri içerebilir ve bu hastalara genellikle antibiyotik reçete edilir. Kedinize antibiyotik reçete edilirse, etiket talimatlarını tam olarak uyguladığınızdan emin olunuz. Tedavi tamamlanmadan ilacı kesmeyiniz ve dozları atlamaktan kaçınınız. Kedinize reçete edilen antibiyotik herhangi bir gastrointestinal yan etkiye (kusma veya ishal gibi) neden oluyorsa, alternatif bir ilacın daha iyi tolere edilip edilmeyeceğini belirlemek için veterinerinize bildiriniz. Antibiyotik kullanımı sonunda vücudunu detoksifiye edebilmek adına, eğer mümkünse detoksa uygun beslenmesini sağlayınız. Şiddetli ÜSYE'ler hastaneye yatırılarak oksijen tedavisi ve/veya nebulizasyon tedavileri ve enjekte edilebilir antibiyotikler gerektirebilir. Kedilerde Üst Solunum Yolu Enfeksiyonlarını Tedavi Etmek İçin Evde Uygulanabilecek Yöntemler Var Mı? Viral bir enfeksiyonun sonucu olan üst solunum yolu enfeksiyonları genellikle evde destekleyici bakımla (L-Lysine, sağlıklı beslenme ve oda sıcaklığı kontrolü) yönetilir. Ancak, bakteriyel etkenler söz konusu olduğunda, bu enfeksiyonlar nadiren antibiyotik tedavisi olmadan çözülür. Reçeteli ilaçların gerekip gerekmediğini belirlemek için kedinizin klinik belirtileri hakkında güvenilir ve alanında uzman bir veteriner hekim ile görüşünüz. Kedinin burnuna tutulan soğutulmuş bir slaytla ya da camla, burun kanallarının açıklığı değerlendirilebilir. Hemen ele alınması gereken daha ciddi bir enfeksiyonun belirtileri şunlardır: İştahsızlık veya iştahta azalma Ateş Halsizlik Gözlerden veya burundan yeşil-sarı akıntı Nefes almada zorluk Kedinizde yukarıdaki klinik belirtilerden herhangi biri varsa, tedavi görmek için hemen güvenilir ve alanında uzman bir veteriner hekim ile görüşünüz. Ancak kediniz normal şekilde besleniyorsa ve yeterli enerjiye sahipse, durumu evde izlemeye devam edebilirsiniz. Kedilerde Üst Solunum Yolu Enfeksiyonunun İyileşmesi ve Yönetimi Herpes virüs salgınlarının ortalama iyileşme süresi genellikle iki hafta dır. Bu süre zarfında kedinizi yakından takip etmeniz önerilir. Kedinizin düzenli olarak yemek yediğinden ve enerji seviyelerinin kötüleşmediğinden, iyileştiğinden emin olunuz. Bol bol su içtiğinden emin olunuz. Mümkünse evde hazırlayacağınız, tavukgöğsü gibi sağlıklı ve ona uygun gıdalar içeren yaş mamasına, şişelenmiş sulardan biraz ekleyebilirsiniz. Eğer sizin bardağınız ya da tabağınızdan su içmeyi seviyorsa, evinizin farklı yerlerine, sizin bardak ve tabaklarınıza benzer bardak ve tabaklarda daima temiz su bırakabilirsiniz. Kedinizi, siz duş alırken buhardan faydalanabilmesi için suyun ona ulaşmayacağı bir konumu olabilirse ve bu onu korkutmazsa banyoda tutabilirsiniz. Kediler için kullanımı onaylanmış ya da yeni doğan bebekler içi uygun olan ıslak mendillerle, düzenli olarak burun ve göz akıntılarını temizleyebilirsiniz. Unutmayın, kedi herpes virüsü tedavi edilmez, daha ziyade yönetilir. Kedi herpesi teşhisi konulan kediler gelecekte başka bir viral salgın geçirmeye yatkındır. Stres, viral enfeksiyonlara katkıda bulunan en büyük faktörlerden biridir. Stresi engellemek adına kedinizin tedavisi bıyunca yanında olabilmenize dair çözüm önerileri oluşturmak adına hekiminizle görüşebilirsiniz. Kedinizin tüm kaynaklara (yiyecek, su, kum kabı ve yatak) kolayca erişebildiğinden emin olunuz. Kedinizin normalde titiz bir varlık olduğunu hatırlayınız ve tuvaletinin hemen yanında yatacak kadar halsiz olsa da ona yardımcı olunuz. Kendinizi temizleyemediğinde onu destekleyiniz. Doğa ile uyumun getirdiği sağlıkla, huzurla ve güvenle... Kaynak ve Referanslar 1 2 3 4 Sorumluluk Reddi Bu bilgilerin, eğitimli bir tıp uzmanının vereceği tavsiyeler yerine geçmesi amaçlanmaz. Pitho, yalnızca genel bilgi temelinde ve kaynaklarını da belirterek size verilen bu bilgilere dayanarak verdiğiniz kararların sorumluluğunu kabul etmez ve bu bilgiler kişiselleştirilmiş tıbbi tavsiye yerine geçmez.

  • Kedilerin 18 Uyku Pozisyonu ve Anlamları

    Kediler günde yaklaşık 16 saat uyurlar ve bu süre, yaşları ilerledikçe artar. Bazıları oldukça garip olan uyuma şekilleri ise, sıcaklıktan kaynaklanmadığı sürece- çoğu zaman sosyal eğilimlerden kaynaklanır. Peki kedilerin uyku pozisyonu bize ne anlatır? Yumak Pozisyonu Burunları kuyruklarına gelecek şekilde kıvrılmış olarak uyuma şeklidir. Kediler sıcaklığı severler ve bu şekil, vücut ısılarını korumalarına yardımcı olur. Bu pozisyon ayrıca karınlarındaki hayati organları daha az önemli ve daha dayanıklı kas ve kemiklerle çevreleyerek korur. Kediler yumak pozisyonunu, daha sıcak bir ortam gereksinimini karşılamak ya da kendilerini korumak için seçebilirler. Sırt Üstü Kedinizin, ön bacakları ya karnının üzerinde ya da başının üzerinde uzatıp karnını tamamen açıkta bırakarak sırt üstü uyuduğunu görmüşsünüzdür. Kediler içgüdüsel olarak savunmasız organlarını korurlar, bu yüzden bir kedi karnı açıkta uyuyorsa, bu onun güvende ve kendinden emin hissettiği, sıcaklıktan da memnun olduğu anlamına gelir. Kediniz güvende hissetse bile, muhtemelen bu pozisyondayken karnına dokunmamalısınız çünkü kendisini savunmaya çalışacak ve elinizi tekmeleyecek ya da ısıracaktır. Yan Yatarak Kediler ayrıca bacakları uzatılmış şekilde yan yatmayı severler. Sırt üstü uyumaya benzer şekilde, kedinizin hayati organları bu pozisyonda açıktadır. Bu uyku pozisyonu da kedinizin sizinle çok rahat olduğu nun bir işaretidir. Ortam sıcaklığından da memnun dur. Ancak yan yatarak uyumak, kedinizin ihtiyaç duyduğunda zıplamasını ve/veya koşması nı kolaylaştırır. Av hayvanları olarak, bu kaçış seçeneğine sahip olmak biraz sigorta görevi görür ve kedinizin dinlendirici bir uyku çekmesine yardımcı olur. Somun Şeklinde Bu pozisyon bir somun ekmeğin şekline benzer. Somun şeklinde uyuduklarında kediler, ön patilerini vücutlarının altına kıvırır ve başlarını yukarıda tutarlar. Bu pozisyon kedinin hem vücut ısısını hem de organlarını korur. Bu pozisyonda uyuyan bir kedi aslında tamamen rahat bir ortamda da olabilir ancak aniden tehlike altında kaldıklarında harekete geçip pençelerini kullanmaya hazırdırlar. Derin uykunun gerçekleşmediği bu uyku şekli ya aslında çok da uykusu olmayan bir kedide ya da evsiz olan kedilerde görülmektedir. Süperman Pozisyonu Süperman pozisyonunda, kedi karnının üstüne yatar. Ön bacakları ve patileri öne doğru, arka bacakları ve patileri ise arkaya uzatılmıştır (tıpkı uçan bir Süperman gibi) Kediler için oldukça avantajlı bir pozisyon dur, çünkü hem dört pençesi de uzatılmış ve harekete hazırdır hem savunmasız karınlarını koruma avantajına sahiptir hem hava soğuksa ve altındaki zemin bir örtü ise vücut ısısını korur hem de hava sıcaksa ve doğrudan yere yattıysa serinlemesini sağlar. Sarmaşık Pozisyonu Kedinin koltuğun sırtına veya koluna, kaloriferin üstüne tüneyip bacaklarını aşağıya uzatarak uyuması tehlikeli görünebilir. Ancak bu uyku pozisyonunun avantajları vardır. Birincisi, yüksek bir bakış açısı sayesinde kediler hem rahat uyur hem de diğer avcılara hakim dir ve güvendedir. Evinizde bu, diğer kedi veya köpek, çocuklar veya misafirler anlamına gelebilir. Ayrıca, kendisi de bir avcı olan kedinize, tünemiş bir uyku pozisyonu, potansiyel avı gözlemlemek için panoramik bir görüş de sağlar. Evinizde, "av" büyük ihtimalle, kedinizin karakterine göre diğer kediler hatta aktif kediler için oyuncakları olabilir. Bu pozisyonu seven kediler yüksek kedi evi ya da kedi ağaçlarını da çok sevecektir. 7. Hamur Pozisyonları Kediler bazen çok rahatsız edici görünen pozisyonlarda uyurlar. Ancak köpeklerden farklı olarak kediler son derece esnektir, bu yüzden çok garip görünen bir uyku pozisyonu aslında kediniz için oldukça rahat olabilir. Bir kedinin omurgasındaki diskler çok elastiktir ve kedilerin vücutlarını alışılmadık şekillerde bükmelerine olanak tanır. Ayrıca, bir kedinin kürek kemiği, insanlarda olduğu gibi kemikle değil, kasla gevşek bir şekilde bağlanmıştır ve bu da onlara omuz ekleminde son derece geniş bir hareket aralığı sağlar. Sağlıklı bir kedi için, özellikle görseldekine benzer şekildeki bir pozisyon kedinizin, tamamen endişesiz, kaygısız ve huzurlu olduğu anlamına gelir. Dik Oturarak Uyku Pozisyonu Kediler, insanı taklit etmeye çalışıyormuş gibi dik de oturabilirler. Oturur pozisyonda uyuyan bir kedi karnını açığa çıkarır, bu da kendilerini güvende hissettikleri anlamına gelir. Ayrıca, oturma pozisyonunda olmak, kediye uyku aralarında az çabayla temizlemesi için daha kolay bir göbek erişimi sağlar. Oturarak uyuyan kediler bunu sırt kaslarını desteklemek için de yapıyor olabilir. Göğsünüzde Yatması Kedinizin göğsünüzde uyumasının birçok nedeni olabilir. Kediniz size bağlıysa sadece size yakın olmak için göğsünüzde yatıyor olabilir. Kediniz ayrıca sesiniz ona rahatlık sağlayabileceğinden ağzınıza daha yakın olmak için de göğsünüzde uyumak isteyebilir. Ayrıca, kalp atış sesi bir bebeği nasıl rahatlatabiliyorsa, kediniz de kalbinizin sesi ve nefesinizin ritmik hareketiyle rahatlayabilir. Göğsünüzde uyumak kedinize harika bir vücut ısısı kaynağı da sağlar. Yanınızda Yatması Yanınızda yatması, ancak üzerinizde olmaması, kedinizin size bağlı olmadığı anlamına gelmez. Aslında, yanınızda uyuması, kedinizin uyurken savunmasız bir pozisyonda olacak kadar size güvendiği anlamına gelir. Bazı kediler insanlarının üzerinde uyumaktan hoşlanmazlar çünkü küçük bir tampon bölgenin güvenliğini tercih ederler. Bu uyku pozisyonu, size bağlı olduklarını ancak biraz daha fazla alana ihtiyaç duyduklarını söylemenin bir yoludur—en azından o an için. Yüzünüzde Yatması Kedinizin yüzünüze yatmasının bir sebebi, uyurken başınızın vücudunuzun geri kalanından daha az hareket etmesi, bu yüzden onun daha az rahatsız olması olabilir. Ayrıca başınızın yanında ya da üzerinde uyumak, kedinizin size kolayca ulaşmasını sağlar. Yiyecek, ilgi veya diğer ihtiyaçları için kolayca uzanıp sizi uyandırabilir. Genelde insan-kedi bağının en güçlü ifadelerinden biridir. Ayaklarınızın Üzerinde Yatması Ayaklarınızın dibinde veya üstünde uyumak kedinizin size yakın olmasını sağlar, ama aynı zamanda yatağın, koltuğun veya sandalyenin dibinde olduğunda kolay bir kaçışın güvenliğini de sağlar. Bacaklarınızın Arasında Yatması Kedinizin bacaklarınızın arasında uyuması sizin için biraz rahatsız edici olabilir, ancak kediniz için kesinlikle bazı avantajları vardır. Kediniz hem size çok yakın olabilir, hem bacaklarınız kedinizin uyuması için sıcak, güvenli ve yuva benzeri bir alan sağlar, hem de bu ortam kolay bir kaçış yolunun güvenliğine sahiptir. Elbette: Kutular Kedilerin kutulara olan sevgisini bilmeyen yoktur. Peki bu sevgi nereden geliyor? Kedi doğada hem bir av hem de avcıdır ve düşmanlarından saklanacak bir yere ihtiyaçları vardır. Kutular kedilere, kamp çadırlarının insanlara sağladığı güvenlik ve sıcaklık hissini verir. Her ihtimale karşı kolay bir çıkış da sağlar. Patiler Gözlerin Üzerinde Kedinizin patileriyle gözlerini kapatarak uyuması elbette sevimlidir, ancak bu davranışın geçerli bir nedeni var. Patilerini yüzlerinin üzerine koymak, hem patiler hem de yüz için bir miktar yalıtım ve sıcaklık sağlayabilir ve uyku gözlüğü işlevi sağlayarak güçlü ışığı engelleyebilir. Gözler Açık veya Yarı Açık Kediler gözleri tamamen veya kısmen açık uyuyabilirler. Bazen kedinizin gözlerini, hızlı göz hareketi ile REM uykusunu gözlemleyecek kadar iyi görebilirsiniz. REM uykusu, insanların (ve muhtemelen kedilerin) rüya gördüğü aşamadır. Kedilerin diğer göz kapakları arasında, kedi uyurken görülebilen yarı saydam üçüncü bir göz kapağı vardır. Bu, kedi uyurken gözü tahriş edici maddelerden veya kurumaktan korur. Gözleri açık uyumak bir kedi için normal olabilir ancak bunun arkasında tıbbi bir neden olmadığından emin olmak istersiniz. Aşağıdaki göz sorunlarından herhangi birini görürseniz, mümkün olan en kısa sürede güvenilir ve alanında uzman veteriner hekime danışınız: Gözde şişme veya akıntı Şaşı bakış Gözüne pençe atmak Üçüncü göz kapağının kediniz uyanıkken de görünmesi Kum Kabında Kediniz kum kabında uyuyorsa veya yatıyorsa, bunun nedeni genellikle idrar veya sindirim sorunları gibi tıbbidir. Kediniz kum kabında uyumaya, dinlenmeye veya yatmaya başlarsa, derhal güvenilir ve alanında uzman bir veteriner hekime başvurunuz . Bu, kedinizin sağlığında ani bir değişiklik olduğunu gösterebilir. Bazen küçük bir alanda kalmak zorunda bırakılan kediler mecburen kum kabının içinde uyurlar. Bu, oldukça titiz olan kedilerde büyük bir strese ve kaygıya sebep olacaktır. Örtülerin İçinde Kediniz yorganınızın altında uyumayı seviyorsa, muhtemelen hem sıcaklığın hem de kokunuzun verdiği rahatlık ve tanıdıklık hissinin tadını çıkarıyordur. Diğer durumlarda bu uyku şekli stresli kedilerde ya da tedirgin olmuş kedilerde daha yaygındır, çünkü örtüler stresli gürültülerden kaçış imkanı sunar ve onları tamamen saklar. Kedilerin kendilerini örtülerin veya çarşafların altına sokmaları  genellikle güvenli kabul edilse de, kedinizin nerede olduğunu her zaman bilmek, yanlışlıkla ona zarar vermemek için önemlidir. Kedinizin altında olduğu malzemenin nefes alabilen yapısını teyit etmek de gerekli olacaktır. Doğa ile uyumun getirdiği sağlıkla, huzurla ve güvenle... Kaynak ve Referanslar 1 2 3 Sorumluluk Reddi Bu bilgilerin, eğitimli bir tıp uzmanının vereceği tavsiyeler yerine geçmesi amaçlanmaz. Pitho, yalnızca genel bilgi temelinde ve kaynaklarını da belirterek size verilen bu bilgilere dayanarak verdiğiniz kararların sorumluluğunu kabul etmez ve bu bilgiler kişiselleştirilmiş tıbbi tavsiye yerine geçmez.

  • Toksoplazma, Kediler, Su ve Hamilelik

    Toksoplazma olarak bilinen Toksoplazma Gondii, bir parazit tir. Parazit yeni bir konakçı bulduğunda, üreme döngüsü devam eder ve enfeksiyona neden olur. Normal sağlık durumunuzdaysanız, bağışıklık sisteminiz parazitleri kontrol altında tutar. Vücudunuzda kalırlar ancak aktif değillerdir. Bu genellikle size ömür boyu bağışıklık sağlar. Parazite tekrar maruz kalırsanız, bağışıklık sisteminiz onu temizler. Bağışıklık sisteminiz ilerleyen yaşlarda zayıflarsa , parazit üremesi tekrar başlayabilir. Bu, ciddi hastalıklara ve komplikasyonlara yol açabilen yeni bir aktif enfeksiyona neden olur. Toksoplazma Nereden Bulaşabilir? İnsanlar toksoplazma enfeksiyonunu genellikle aşağıdaki yollardan biriyle kaparlar: Toksoplazmaya Maruz Kalmış Kedi Dışkısı: Avlanan veya çiğ etle beslenen kedilerin toksoplazma parazitlerini taşıma olasılığı daha yüksektir. Kedi dışkısıyla temas etmiş herhangi bir şeye dokunduktan sonra ağzınıza dokunursanız enfekte olabilirsiniz. Bu, bahçede ya da açık alanda toprakla temasınızda veya kedi kumunu temizlediğinizde olabilir. Kirlenmiş Yiyecek veya Su: Az pişmiş sığır eti, yumurta, kuzu eti, tavuk ve kabuklu deniz ürünleri bu parazitin bilinen taşıyıcılarıdır. Pastörize edilmemiş süt ve işlenmemiş içme suyu da taşıyıcı olabilir. Yıkanmamış Meyve ve Sebzeler: Meyve ve sebzelerin yüzeyinde parazit olabilir. Kirlenmiş Mutfak Aleti: Parazitler, çiğ et veya yıkanmamış meyve ve sebzelerle temas eden kesme tahtaları, bıçaklar ve diğer mutfak eşyalarında bulunabilir. Enfekte Kan: Nadiren, toksoplazma parazitleri organ nakli veya kan nakli yoluyla geçer. Kedimi Evimizden Atmalı Mıyım? Su İçmeyi Bırakmalı Mıyım? Toksoplazma, her ne kadar bu ihtimal düşük olsa da, kedi dışkısından suya kadar -yukarıda da belirttiğimiz- birçok faktörle bulaşabilir. Peki, sizi ve bebeğinizi toksoplazmadan korumak için kedinizi terk etmeniz mi gerekiyor? Cevap, elbette ki hayır . Toksoplazma, çoğunlukla çiğ veya az pişmiş enfekte et yemekten kaynaklanan bir parazit enfeksiyonudur; fakat parazit aynı zamanda yıkanmamış bozuk ürün yediğinizde, pis su içtiğinizde veya pis toprak, kedi kumu veya ete dokunduktan sonra elinizi ağzınıza, burnunuza ya da gözlerine değirdiğinizde de geçebilir. Nedenlerden sadece bir tanesi de kedi dışkısıyla temas edilmesidir ve bu durum önlenebilir. Ancak bir hayvanın o özel sevgisinden, onu da inciterek kurtulmak ne yazık ki tüm yılların en dayanaksız ve yaygın önerisi olarak etrafımızda dolaşır. Amerikan Hükümeti'nin Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi'ne göre, Amerika Birleşik Devletleri'nde doğan tüm bebeklerin sadece %1'inin toksoplazmoz enfeksiyonu kaptığı öngörülüyor. Ancak daha da önemlisi sadece hamilesiniz diye kedinizi evinden göndermeniz gerekmez. Hamilelikte Toksoplazma Bulaşmasını Nasıl Engelleyebilirim? Kedi tuvaletinin temizliğini ailede bir başkasına yaptırmalısınız. Kedi kumu kabının günlük olarak, kedi sayınıza bağlı olarak gerekirse günde 2 defa, temizlenmesini sağlamalısınız. Toksoplazmoza neden olan parazit aylarca kedi kumu içinde yaşayabilir, bu nedenle kuma dair çöpleri evinizin dışındaki çöpe atınız. Kedi kumu kabını temizleyen kişinin eldiven kullanmasına ve sonrasında ellerini yıkamasına dikkat ediniz. Kedinize az pişmiş veya çiğ et vermekten kaçınınız. Kediniz evinizden dışarıya çıkıp gelmeyi seviyorsa bu süreç boyunca çıkmasını engelleyiniz. Enfeksiyonu az pişmiş et ve yumurta yiyerek kapma olasılığınızın, kedinizden kapma olasılığınızdan yüksek olduğunu unutmayınız. Bu, sağlık uzmanlarının hamilelik sırasında hamile kadınlara çiğ yumurta, pastörize edilmemiş süt ürünleri ve salam gibi tütsülenmiş veya tuzda terbiye edilmiş etlerden uzak durmalarını tavsiye etmelerinin nedenlerinden sadece bir tanesidir. Benzer olarak, çeşme suyu içmeyiniz. 5 dakikadan daha uzun süre kaynamayacak bir gıda ya da içeceğin içine çeşme suyu eklemeyiniz. Bir bütün olarak ele alındığında, korkunun sizi hayatınızdaki patili bireyden uzaklaştırmasına izin vermemeniz gerekir. Bu enfeksiyon riski, özellikle de doğru bilgilere sahipseniz ve dikkatli bir şekilde önlem alırsanız, çok düşüktür. Hamileliğinizden önce ve hamilelik sırasında kedinize dikkat etmeniz gerekse bile kediniz ile yaşamanızda sorun yoktur. Tıpkı su içmenizde sorun olmadığı gibi. Doğa ile uyumun getirdiği sağlıkla, huzurla ve güvenle... Kaynak ve Referanslar 1 2 3 4 5 Sorumluluk Reddi Bu bilgilerin, eğitimli bir tıp uzmanının vereceği tavsiyeler yerine geçmesi amaçlanmaz. Pitho, yalnızca genel bilgi temelinde ve kaynaklarını da belirterek size verilen bu bilgilere dayanarak verdiğiniz kararların sorumluluğunu kabul etmez ve bu bilgiler kişiselleştirilmiş tıbbi tavsiye yerine geçmez.

  • Köpeklerde Boğaz Ağrısı İçin 4 Pratik Çözüm

    Tıpkı insanlar gibi köpeklerde de boğaz ağrısı görülebilir ve yine tıpkı insanlar gibi köpekler de bu durumdan oldukça rahatsız olurlar. Köpeklerin boğaz ağrıları genellikle geçici br rahatsızlık yaratsa da, basit yöntemlerle bu sorundan kurtulmalarını sağlayabilirsiniz. Çünkü biraz farkındalık, biraz şefkat, biraz da sevgiye, doğru çözümü ekleyerek düzeltilemeyecek çok az şey vardır. Köpeklerde Boğaz Ağrısı Sebepleri Bademcik iltihabı Kennel Cough (Barınak Hastalığı) Streptokokal farenjit Solunum yolu enfeksiyonu Aşındırıcı bir cisim yutmak Çok fazla havlamak Ağızda kronik hastalık Boyun tasması kullanmak Bademcik İltihabı (Tonsilitin) Bademcik iltihabı, boğazın arkasında bulunan küçük doku kitleleri olan bademciklerin iltihaplanması anlamına gelir. Tıpkı insanlar gibi köpeklerin de bademcikleri vardır ve bunlar enfekte olabilir veya iltihaplanabilir. Bu durumda yutkunmak acı verici bir görev haline getirir. Köpeklerde tonsilitin nedenleri arasında bakteriyel ve viral enfeksiyonlar ile kronik kusma yer alır. Streptokokal Farenjit Streptococcus bakterisinin neden olduğu bir enfeksiyondur. Bir köpek boğaz enfeksiyonuna yakalandığında bakteri, boğazının arkasını enfekte ederek iltihaplanmaya ve rahatsızlığa yol açar. Köpekler bu durumda öksürebilir, normalden daha fazla salya akıtabilir veya yutarken acı çektiği için yemek yemekten keyif almayabilir ya da yemeyi reddedebilir. Barınak Hastalığı ( Kennel Cough) Barınak hastalığı köpeklerde yaygın görülen bir solunum yolu hastalığıdır. Köpeklere, barınak hastalığı yalnızca barınaklardan bulaşmaz. Parklar, köpek bakımevleri hatta günlük yürüyüşler bile potansiyel enfeksiyon kaynaklarıdır. Hastalığın isminin barınak hastalığı olmasının nedeni, hastalığın çok hızlı bulaşabilmesidir. Böylece barınaklar gibi yoğun nüfuslu alanlarda bu hastalık görüldüğünde tedaviyi tamamlamak oldukça yüksek bir çaba gerektirmektedir. Barınak hastalığı olan köpekler genellikle boğazlarına bir şey takılmış gibi kuru, kesik kesik bir öksürük sergilerler. Bu öksürük bazen öğürmelerine veya kusmalarına neden olacak kadar güçlüdür. Bu enfeksiyona genellikle boğaz ağrısı eşlik eder. Belirgin öksürüğün yanı sıra  burun akıntısı , hapşırık ve bazı durumlarda hafif ateş de diğer belirtiler arasındadır. Solunum Yolu Enfeksiyonları Köpeklerde solunum yolu enfeksiyonlarına farklı virüsler ve bakteriler neden olabilir. Köpekler bu mikroplardan birini kaptıklarında öksürmeye, hapşırmaya veya burun akıntısı yaşamaya başlarlar. Bir köpeğin solunum yolu enfeksiyonu olduğunda enerji seviyeleri de düşer. Daha az oyuncu görünebilir veya normalden daha fazla dinlenmek isteyebilirler. Yemek yemeyi reddetmek de dikkat edilmesi gereken bir diğer işarettir; çünkü boğaz ağrısı, yiyecekleri yutmayı zorlaştırır. Aşındırıcı Bir Cisim Yutmak Köpekler çubuk, kemik parçası, oyuncak gibi yabancı bir nesne yuttuğunda, boğazının iç kısmını çizebilir veya yaralayabilirler. Her yutkunulduğunda ağrı veya rahatsızlık hissedilen bu durum, yemek yemeyi veya içmeyi zorlu bir görev haline getirebilir. Aşındırıcı bir cisim yutan bir köpek öksürme, boğazını temizlemeye çalışma veya yemeyi reddetme gibi belirtiler gösterecektir. Ayrıca normalden daha fazla salya akıtabilir veya rahat bir pozisyon bulmakta zorlandığı için huzursuz görünebilir. Çok Fazla Havlamak Köpeklerinin boğazının fazla havlamadan sonra ağrıması mümkündür. Bunu anlamanın bir yolu, farklı bir havlama sesi duymaktır - özellikle, köpeğinizin havlamasının tonunda fark edilir bir boğukluk- Ağızda Kronik Hastalık Bu durum genellikle dişlerde oluşan tartar birikiminden veya periodontal hastalıkla tıpkı (insanlarda olduğu gibi dişlerde tartar birikmesinden ya da yetersiz ağız hijyeninden kaynaklanır) birlikte gelen bakteriyel enfeksiyonlardan kaynaklanır . Boyun Tasması Kullanmak Oldukça ilkel olan boyun tasmaları öksürükten omurga zedelenmesine kadar geçici ya da kalıcı birçok soruna sebep olmaktadır. Boyun tasması kullanmanın köpeklerin eğitimi için gerekli olduğuna inanılması da bunu kanıtlamaktadır. Bir köpeğin omurgasının zedelenmesinden ya da boyun ağrısından kaçınma isteğini, onu "eğitmek" için kullanmak, tartışmaya açık olan ilkelliklerden değildir. Boyun tasmaları köpeğin boğazına baskı yaparak tahrişe neden olur. Tasmayı çekmek, yürüyüşler sırasında veya sonrasında öksürmeye, öğürmeye veya boğulma sesleri çıkarmaya yol açabilir. Bu sorunu önlemek için baskıyı boğaza odaklamak yerine, köpeğin göğsü ve sırtı boyunca dağıtan bir göğüs tasması (tercihen vücuda değen iç bölümü yumuşak ve kenarları tahriş etmeyecek şekilde) kullanınız. Köpeklerde Boğaz Ağrısı Belirtileri Geceleri artabilen kuru öksürük Köpüklü beyaz mukusla kaplı olabilen kırmızı yutak Boğazın dış kısmına dokunulduğunda hafif şişlik hissi Kusma Salya akıtmak  Boğazda nefes almayı zorlaştıracak olası apseler  İştah normalken ağrı nedeniyle daha yavaş yemek yeme Ateş Şişmiş diş etleri Kötü nefes Hapşırma Keskin bir cisim yuttuysa kanlı akıntı Halsizlik NOT: Bu belirtilerin hepsi görülebileceği birkaçı da görülebilir. Benzer belirtiler başka hastalıklarla da ortaktır. Lütfen, sorunun sadece boğaz ağrısı olduğundan emin olmak için güvenilir ve alanında uzman bir hekimden randevu alınız. Köpeklerde Boğaz Ağrısının Pratik Çözümleri Adaçayı: Kurutulmuş adaçayı yapraklarını demleyin. Ilıması için bekleyin. Evde hazırladığınız köpek mamasına (sadece adaçayı içmesi için birkaç malzemeye indirgeyeceğiniz bir tarif uygulayabileceğiniz gibi ücretsiz ev yapımı köpek maması tarifi mizi de inceleyebilirsiniz) ekleyiniz. Bu karışıma kekik de ekleyebilirsiniz. Ayrıca çayı cilt enfeksiyonlarını tedavi etmek için topikal olarak da kullanabilirsiniz. 10 Kg ve Altındaki Köpeklere: Günde bir tutam ila 1/4 çay kaşığı 10-25 Kg Köpeklere: Günde 1/4 ila 1/2 çay kaşığı 25-40 Kg Köpeklere: Günde 1/2 ila 1 çay kaşığı 40 Kg Üzeri Köpeklere: Günde 1 ila 1,5 çay kaşığı Kekik Kekik, ağız ve boğaz için antiseptik görevi gören timol içerir. Ayrıca köpeklerde diş eti iltihabını önler. Kekik ayrıca enfeksiyonu önleyen ve kancalı kurtlar ile diğer parazitlerin atılmasına yardımcı olan antimikrobiyal, antiviral ve antifungal özelliklere sahiptir. Köpeğin büyüklüğüne bağlı olarak mamasına 1/4 ila 1 çay kaşığı taze kekik ekleyebilirsiniz. Not : Kekik kan pıhtılaşmasını yavaşlatabilir. Bu nedenle yaralı köpeklere, yeni ameliyat geçirmiş veya ameliyat olması planlanan köpeklere vermeyiniz. Taze Sarımsak Sarımsağın, köpeklerin boğaz ağrısını yatıştırmaya yardımcı olacak, etkileyici antimikrobiyal özellikleri vardır ve genel yanılgının aksine sarımsak köpekler için yararlıdır. 2 - 4 Kg Köpeklere :  1/6 Çay Kaşığı 5 - 7 Kg Köpeklere :   1/3 Çay Kaşığı 7-8 Kg Köpeklere :  Yarım Çay Kaşığı 9 - 13 Kg Köpeklere :  2/3 Çay Kaşığı 14 Kilo ve üzeri köpeklere :  1 Çay Kaşığı sarımsak verilebilir. Hindistan Cevizi Yağı Hindistan cevaizi yağının iltihap giderici özelliği, boğaz ağrısının altında yatan nedeni ortadan kaldırmaya yardımcı olacaktır. Her gün 5 kg vücut ağırlığı için 2 çay kaşığı verebilirsiniz. Not: Yağları etkili bir şekilde parçalayıp emmede zorluk çeken pankreatitli köpeklere vermeyiniz. Aspir Yağı Köpeğinizin yemeğine her 5 kg için 2 çay kaşığı olacak şekilde aspir yağı eklemek aynı anda hem enfeksiyonla hem de ağrıyla mücadele etmesini destekleyecektir. Spirulina Spirulina güçlü antiinflamatuar etkisiyle ağız sağlığını desteklerken, mevcut enfeksiyonlarla savaşmaya da yardımcı olacaktır. Normalde yemeğine eklenerek verilmesi, ağız sağlığı için değerli bir destektir. Mevcut enfeksiyon durumunda iğnesiz şırınga, kaşık ya da damlalık yardımıyla, su ile karıştırılmış Spirulina vermek çok daha etkilidir. Doğa ile uyumun getirdiği sağlıkla, huzurla ve güvenle... Kaynaklar ve Referanslar 1 2 3 4 5 6 7 Sorumluluk Reddi Bu bilgilerin, eğitimli bir tıp uzmanının vereceği tavsiyeler yerine geçmesi amaçlanmaz. Pitho, yalnızca genel bilgi temelinde ve kaynaklarını da belirterek size verilen bu bilgilere dayanarak verdiğiniz kararların sorumluluğunu kabul etmez ve bu bilgiler kişiselleştirilmiş̧ tıbbi tavsiye yerine geçmez.

  • Acaba Biraz Stresli Mi? - Kedilerde Stres

    Mutlu, huzurlu ve sağlıklı olması için elinizden gelen her şeyi yaptığınız kediniz acaba biraz stresli mi? Kedilerde stres nedir? Belirtileri nelerdir? Hadi birlikte bakalım! Stres Nedir? Stres, çevresel değişimlerin, bireyin uyum sağlama kapasitesini aştığı, özellikle öngörülemezlik ve kontrol edilemezliği içeren durumlarla sınırlandırılabilir. Strese karşı verilen davranışsal tepkiler (SB) ise aslında, bireyin hayatta kalmasına yardımcı olan evrimsel bir adaptif yanıttır. Yani birey stresin kaynağına uyum sağlamaya çalışırken davranışsal ve bedensel değişimler geçirmektedir. Zamanında müdahale edilmemiş fazla stres, kedinizin zihinsel ve fiziksel sağlığında uzun vadeli sorunlara yol açabilir. Kedilerde Stresin Nedenleri: 1. Öngörülemezlik Yapılan çalışmalar kedilerde strese neden olan en büyük etmenin “öngörülemezlik” olduğunu göstermektedir. Kediler günlük hayatlarını öngörebilmek isterler. Bunun anlamı ana yemeklerini ve sularını gün içinde nerede ve ne kadar bulacaklarından, nerede uyurlarsa rahatsız edilmeyeceklerinden, hangi durumlarda hangi tepkilerle karşılaşacaklarından, evde kimlerin ne zaman var olacağından, hangi eşyaların nerede bulunduğundan ve bulunacağından emin olmalarına dair istikrar ihtiyaçlarıdır. Sizin için sadece, “yeri bir metre değişmiş bir koltuk” onun için, “bir tehdit algılandığında geri çekilecek bir saklanma alanına erişim sağlayabileceğine asla emin olamayacağı bir ortamda yaşamak”tır. Kedilerdeki en büyük stres kaynağı olan öngörülemezlik unsuruna neden olan durumlardan bazıları: Evde yeni bir birey Güvenli alan bulma sorunu Taşınma, tadilat veya sayıca fazla eşya değişiklikleri Evin kokusunun değişimi Gök gürültüleri, havai fişekler Sık veteriner ziyaretleri Pansiyonda kalmaları durumu Eve sık sık farklı insanların gelmesi İstemedikleri zamanlarda okşanma Uyurlarken uyandırılma Eğer sık sık misafirinizin gelmesi, taşınmalar, eşya değişiklikleri hayatınızın bir parçasıysa kedinizin bebekliğinden itibaren mizacını buna göre şekillendirmeniz gerekmektedir. Çünkü kedilerdeki stres tepkisi büyük ölçüde patili bireyin mizacına bağlıdır. Kedinin dengeli bir mizaç geliştirmesine katkıda bulunan yetiştirme ve yetiştirme stratejileri de bu nedenle oldukça faydalıdır. Aynı zamanda evi yeni bir bireyin yerleşecek olduğu durumlarda, bu bireyin insan ya da patili birey olması durumuna bağlı olarak gerekli stratejileri uygulayarak ilerlemek oldukça önemlidir. Özetle kedilerde strese neden olan öngörülemezlik durumu, aslında, kolaylıkla yönetilebilecek ve strese neden olmaksızın atlatılabilecekler unsurlardan kaynaklanmaktadır. İnsan-Kedi Bağının Zayıf Olması: Çoğu durumda, zayıf bir insan-kedi bağı ya uygunsuz sosyalleşmenin ya da ceza kullanmak gibi yetersiz davranışların bir sonucudur. Kedi davranışları hakkında bilgi eksikliği olan kişiler için bu sorunu yaşamak en olası senaryodur. İnsanların, kedi davranışına tepkilerindeki tutarsızlık, yine öngörülemezliğe bağlanarak kronik strese neden olabilir. Eksik Beslenme: Tıpkı insanlarda olduğu gibi kedilerde de: Yeterli vitamin alımı, Esansiyel aminoasitler yönünden yeterli beslenme, Toksinlerden, kimyasallardan, aromalardan arınmış gıdalar tercih etme, Antioksidan yönünden zengin beslenme L-triptofan alımı gibi unsurlar stresin varlığını ortadan kaldırmak ya da oluşumunu önlemek açısından büyük önem taşır. Kısırlaştırılmamış Olması: Kısırlaştırma yapılmaması kedilerde sağlık sorunlarına neden olan strese ek rahim iltihaplanmasına (Pyometra), rahim tümör ve kistlerine (Kistik Endometrial Hiperplazi), yumurtalık kistlerine (Polikistik Ovarium) de neden olmaktadır. Kedilerde Stres Belirtileri: Kediler hastalıklarını saklamakta ustadırlar. Ama streslerini saklamak onlar için hiç kolay değildir. Hayatınızdaki bu muhteşem patili birey: Sizinle etkileşim kurmaktan kaçınıyorsa, Eskisinden daha kolay sinirleniyor ya da tam içine kapanıyor ve tepkisiz kalıyorsa, Sık sık kambur duruyorsa, Sırtı seğiriyorsa, Sık sık saklanıyorsa, Sık sık kusuyorsa Etrafı büyümüş göz bebekleriyle izliyorsa, Sık sık dudaklarını yalıyor ve yutkunuyorsa, İdrarını kum kabına yapmayı reddediyorsa Ölü tırnakları temizlemek için yaptığı tırmalamalar arttıysa endişelendiği bazı konular var demektir. NOT: Kum kabını kullanmayı reddetmenin bir diğer nedeni kum kabının düzenli temizlenmemesi olabilir. Kum kabını temiz tutmanın kedilerde eve idrar yapma sorununu çözmeye yardım edebileceğini gösteren çalışmalar bulunmaktadır. Kedilerde Stresin Neden Olduğu Fiziksel Sorunlar: İdrar yolu sorunları Bağırsak ve sindirim problemleri (yumuşak dışkı, ishal veya kabızlık) Gastrointestinal sorunların oluşmasına bağlı kusma Cilt sorunları (Çene aknesi başta olmak üzere) Bağışıklık tepkisinde düşüş. Kedi herpes virüsünün yeniden aktivasyonu Üst solunum yolu enfeksiyonlara yaklaşık beş kat daha yatkın olunması Kedi idiyopatik sistiti (FIC) ve devamında idrarını kumuna yapmama davranışı. Kedilerde Stresin Neden Olduğu Davranışsal Sorunlar: İştahta azalma, seçicilik ya da nadiren iştahta aşırı artış. Kişisel bakıma ayırdığı sürenin kompulsiyon derecesinde artması ya da nadiren çok azalması. Fiziksel aktivite ve oyunculuğun azalması. Merak güdüsünün azalması. Göz teması kurmada azalma. Sizinle geçirdiği zamanda azalma. Uyuma süresinde azalma. Aniden bağırmaya başlama. Saklanma tutumu. İdrar püskürtme ya da kumu dışında idrar yapma davranışında artma. Saldırgan davranışlarda artış Zorlayıcı davranışlar (Obsesyon) Kedilerde Stresin Ortadan Kaldırılması İçin Yapılması Gerekenler: 1. Kedinizin kendisini rahat hissettiği ve tüm önemli kaynaklara sahip olduğu güvenli bir ev ortamı sağlayın. 2. Onunla her gün oyun oynamayı ihmal etmeyin. Kediler doğal hayatlarında, zamanlarının büyük bir kısmını yiyecek aramakla geçirdiklerinden, sevdiği bir yiyeceği bulma oyunları oynayabilir. Herhangi bir oyundan sonra sevdiği bir yiyecek vererek avlanma hissini yaşatabilirsiniz. 3. Bir avı yeterince yakalamış olmak, heyecanı törpüler. Bu nedenle oyuncakları düzenli aralıklarla değiştirilmelidir. Kedilerin hayal gücü oldukça geniştir. Bu nedenle bir kâğıt parçası ile yapacağınız bir oyuncağı bir örtünün altına saklayıp kıpırdatmak bile onun için heyecan verici yeni bir deneyim oluşturabilir. 4. Kediler dikey alanı bir izleme ve saklanma alanı olarak kullandıklarından, dikey veya üç boyutlu bir alan (örn. raflar, kedi ağaçları veya platformlar) sağlayabilirsiniz. Vücuduna uygun bir ahşabı, kayıp düşmemesi için bir kumaşla kaplayıp zıplayabileceği bir yükseklik seçerek duvara monte etmeniz bile onun için önemli olacaktır. 5. Yapılan bazı araştırmalar saklanma yeri sağlamanın kedilerde stresi azalttığını göstermektedir. Saklandığında fark etmemiş gibi yapmanız ve sizi korkuttuğunda bir adım geriye kaçmanız bu alanın saklanmaya uygun olduğu konusunda emin olmasını sağlayacak ve hayal gücünü tetikleyen bir stres anı yaşadığında gidebileceği bu yerde güvende hissedecektir. Bu bölgeleri genellikle kendileri seçerler ancak siz de mevcut bölgeyi, onun orada olmadığı sırada, daha konforlu bir hale getirebilirsiniz. Örneğin; perdenin olduğu bölgede belli bir yerde durma alışkanlığı varsa burada içinde yastık olan üstü kapalı bir kutu bulundurabilirsiniz. 6. Kum kabı, dinlenme alanı ve mama alanı farklı bölümlerde olmalıdır. Kediler sık sık ama az yemek yerler. Yedikten sonra bu yemeği tekrar görmek istemezler. Belki kedinizin iştahla yediği bir yemeği yarıda bırakıp gömmeye çalıştığı bir sahne hatırlıyorsunuzdur. Bunun nedeni bu yemek için ayırdığı zamanın sona ermesidir. Artık oyun ya da uyku zamanıdır. Bunun için gideceği yer, tam da bu nedenle farklı olmalıdır. Kumları ise bir daha asla karşılaşmak istemedikleri maddeler içermektedir. Bu nedenle onu ne yemek yerken ne oyun oynarken ne de uyurken görmek isterler. Bir dahaki tuvalet ihtiyaçlarında, bir önceki eserlerini görmek dahi onlar için hoş olmayan bir deneyimdir. 7. Kedilerin tırmalamak için güçlü bir motivasyona sahiptir. Bu nedenle, tırmalama alanları sağlamak önemli bir yaşam kalitesi zenginleştirme unsurudur. Tırnaklarının her zaman kaçışa hazır olması gerekir. Kaçış sırasında tırmanacağını hayal eder ve soyulan ön tırnak aniden koparsa onun düşmesine neden olacaktır. Bu nedenle tırmalayarak, soyulan ya da soyulmaya yatkın parçaları vücudundan uzaklaştırdığına sık sık emin olmalıdır. 8. Stres ve mizacın birbiriyle yakından ilişkilidir. Yavru kedilerin hassas dönemlerde yaşamlarının ilerleyen dönemlerinde karşılaşabilecekleri tüm uyaranlarla temas halinde olmaları çok önemlidir; aksi takdirde, korku gibi olumsuz bir duygusal durumla veya saldırganlık gibi uygunsuz bir davranışla tepki vermeleri muhtemeldir. Örneğin, elektrikli süpürge kullanırken, her seferinde süpürgeyi çalışır halde bırakıp kedinizle oyun oynar ve bu sesi onun için normalleştirmeye başlarsanız, büyüdüğünde bu onu korkutmayacaktır. Sık sık seyahat edeceği bir hayatı olacaksa seyahatleri onun için eğlenceli hale getirdiğiniz kısa kısa seyahatler içeren bir bebeklik ve çocukluk yaşatmanız gerekecektir. 9. Seyahate alıştırdığınız bir kedinin bile sevmeyeceği o yer: Veteriner Klinikleri. Veteriner ziyaretlerinizi daha etkin kullanmanız bu nedenle önemlidir. Unutmayın, bu onun için asla keyifli olmayacak ve varsa, mevcut hastalığı, bu stresten de etkileniyor olacak. Bu nedenle ziyaretinizden önce veteriner hekiminize ön bilgi verin, aldığınız bilgiye göre ön bilgi edinin ve ziyaretinizi olabildiğince kısa tutun. 10. Her gün serum ya da enjeksiyon tedavisi gereken durumlarda, veteriner hekiminiz klinikte yatışı şart olarak sunmadı ise, eve götürüp tedaviye her gün getirmenin sizin için zor olduğu noktada bile, orada kalmanın onun için çok daha zor ve iyileşmesi için zorlayıcı olduğunu unutmayın. Veteriner hekim gözetiminin şart olmadığının belirtildiği durumlarda evinize götürmenin önemini unutmayın. 11. Sahipler tarafından ceza verilmesinden önemle tamamen kaçınılmalıdır. Kontrolcü ve hayalci bir birey için en büyük dehşet, en yakınına bile güvenemeyecek olma hissidir. Elbette sınırlarını belirleyin. Ancak bunu, onu cezalandırarak yapmanız hem aranızdaki bağı zayıflatacak hem de onun yaşam kalitesini düşürecektir. 12. Tıpkı insanlarda olduğu, elbette beslenme bu en büyük koruyucu ve yardımcı. Beslenme ile vücuda, stresle baş etmesini sağlayacak gücü vermek önemlidir. Olabildiğince doğal kaynaklar kullanarak, zorunlu olarak sunduğunuz kimyasal içerikli (mamalarda yer alan koruyucu ve aromalar gibi) ürünlerin verdiği hasarı telafi etmeli ve doğal l-triptofan kaynaklarıyla destekleyerek vücudunun ihtiyacı olan serotonin ve melatonini salgılamasını desteklemelisiniz. Böylece stresle baş etmekte ve uyku düzenini sağlamakta büyük bir destek daha verebilirsiniz. Spirulina C ve Spirulina C Maxi ’nin tüm bu özellikleriyle, günde sadece 1 gramı ile verdiği büyük destekler kanıtlanmıştır . Spirulina C ve Spirulina C Maxi günlük l-triptofan ihtiyacının tamamını karşılar ve strese karşı ilk ve büyük savunmasını sağlar. İçerdiği onlarca besin ögesi ile günlük diyetini tamamlar. İçerdiği güçlü antioksidanlarla bağışıklık tepkisini güçlendirir. Yapılan çalışmalar, doğal yapısında içerdiği antioksidanların, doğal yapısında içerdiği l-triptofanın etkisini güçlendirdiğini kanıtlamıştır. Daha detaylı bilgi için “ Patili Bireyler ve Spirulina ” sayfasını ziyaret edebilirsiniz. Sorumluluk Reddi Bu bilgilerin, eğitimli bir tıp uzmanının vereceği tavsiyeler yerine geçmesi amaçlanmaz. Pitho, yalnızca genel bilgi temelinde ve kaynaklarını da belirterek size verilen bu bilgilere dayanarak verdiğiniz kararların sorumluluğunu kabul etmez ve bu bilgiler kişiselleştirilmiş̧ tıbbi tavsiye yerine geçmez.

  • Beyin Sisi Sendromu

    Beyin Sisi Nedir? Genellikle bulutlu bir duygu, “orada değilmiş gibi hissetmek”, “rüyadaymış hissi” olarak tanımlanan beyin sisi, oldukça sinir bozucu olabilir. Ancak iyileşme mümkündür. Belirtilerinizi görmezden gelmemek ise önemlidir. Çünkü beyin sisi tedavi edilmezse yaşam kalitenizi etkiler ve parkinson, hafıza kaybı, alzheimer, obezite, anormal adet görme ve şeker hastalığı gibi başka sorunlara ya da önemli hastalıklara yol açabilir. Beyin Sisi Nedenleri Beyin Sisi Sebepleri Nelerdir? Beyin sisi; dalgınlık, kafa karışıklığı, unutkanlık, odaklanma ve zihinsel netlik eksikliği ile karakterizedir. Bunun nedeni aşırı çalışma, mobbinge maruz kalma, uykusuzluk, stres, sağlıklı beslenme eksikliği, bilgisayarda çok fazla zaman geçirme olabilir. Beyin sisinin sebebi, hücresel düzeyde iltihaplanma ve ruh halinizi, enerjinizi ve odaklanmanızı belirleyen hormonlardaki değişikliklerdir. Tipik olarak hormonal dengesizliklere neden olan ve stresle şiddetlenen bir yaşam tarzına dayansa da beyin sisi birden çok faktöre bağlı olabilir. Elektromanyetik radyasyon: Bilgisayar, cep telefonu ve tabletlerin uzun süre kullanımından kaynaklanabilir. Stres: Gelecek kaygısı, mobbinge maruz kalma gibi faktörler beyne giden kan akışını azaltır ve hafızanın zayıflamasına neden olur Düzensiz Uyku Beslenme Eksiklikleri: Amino asitler, vitaminler, mineraller ve antioksidanlar yönünden zayıf bir beslenme tarzından kaynaklanabilir ve bu noktada düzensiz uykuya da bağlanıyor olabilir. Örneğin Pitho Spirulina gibi l-triptofan yönünden zengin gıdalar, vücudun melatonin salgılamasını sağlayarak uyku düzenini de desteklemektedir. Toksinler: Havada, suda ve besinlerde bulunan kimyasal maddeler ve ilaçlardan kaynaklanabilir. Beyin Sisi Nasıl Geçer? Beyin sisi tedavisi, beyin sisinin nedenine bağlıdır. Ancak genel olarak yaşam tarzı değişiklileri gereklidir. Beyin Sisi Tedavisi 1. Bilgisayar ve cep telefonunda daha az zaman harcayın - Kendinize, ara vermeyi ve o ana odaklanmayı hatırlatın. 2. Stres faktörünüzü ortadan kaldıramıyorsanız bakış açınızı değiştirmeye ya da l-triptofan yönünden zengin gıdalarla beslenerek serotonin ve melatonin hormonu salgılamanızı desteklemeye çalışın. 3. Diyetinizi değiştirin. Vitamin, mineral, antioksidan ve aminoasitler yönünden zengin gıdalarla beslenin. 4. Satın aldığınız gıdaların güvenilir olmasına dikkat edin. Yetişme koşullarına olabildiğince hakim olabildiğiniz toksinlerden arınmış gıdaları tercih edin. 5. Gerçekten ihtiyacınız olmaksızın , doktorunuz tarafından belirtilmeden ilaç kullanmaktan kaçının. Örneğin kas ağrılarınız için kas gevşetici kullanmaktan önceki seçeneğiniz egzersiz yapmak, stres durumunda anti-depresanlardan önceki seçeneğiniz triptofan içeren sağlıklı gıdalarla beslenirken bakış açınızı değiştirmek olsun. 6. Yeterince uyuyun - Günde 7-8 saat, saat 22:00'de veya en geç gece yarısında yatın. Bu noktada da uyku düzeninizi sağlayan melatonin hormonu salgılayabilmek için triptofan yönünden zengin gıdalarla beslendiğinize emin olun. 7. Düzenli olarak egzersiz yapın – Zamanınızın olmadığını düşünüyorsanız, zamanınızı alan diğer aktivitelerinizi gözden geçirip, kendiniz için günde sadece yarım saatlik egzersize zaman açın. Örneğin telefonda geçirdiğiniz yarım saatin 15 dakikasını ve televizyon izlerken geçirdiğiniz 1 saatin 15 dakikasını alıp egzersiz zamanınıza ekleyebilirsiniz. Böylece aynı anda hem elektromanyetik radyasyona daha az maruz kalıp hem de vücudunuz ve zihniniz için gereken egzersizi kendinize hediye edebilirsiniz. 8. Öğleden sonra alkol, sigara ve kahve içmekten kaçının – Uyku düzeninizi sağlamak isterken ihtiyacınız olan son tüketim tercihi bunlar olacaktır. Öğleden sonra boyunca tamamen tüketmemek sizin için daha fazla strese neden olacaksa en azından azaltmaya odaklanın. 9. Eğlenceli aktiviteler bulunun – Farkındalığınızı azalmaksızın eğlenmenizi sağlayan aktiveyi keşfedin. Kimisi için kitap okumak, kimisi için puzzle yapmak, kimisi içi bir müzik aleti çalmak, kimisi için örgü örmek ya da oyun oynamak olabilir. Ama gününüzü programlarken “gerekli” olanlar arasında eğlenceli aktivitelerin de bulunmasına özen gösterin. Beyin Sisi Belirtileri Nelerdir? Beyin Sisi Belirtileri Prof. Dr. Derya Uludüz “Beyin sisi için kendinize 10 maddelik bir değerlendirme yapın, en az 4 tanesi sizde varsa siz beyin sisine yakalanmışsınız demektir.” diyor ve ekliyor, “Burada en önemli ipucu tablonun ani ortaya çıkmasıdır. Yani 1 ay önce bu yakınmalar yokken yakın zamanda birden başlamış olması önemli.” Ve maddeleri şöyle sıralıyor: Birdenbire unutkan olmaya başladım, çok dikkatim dağılıyor, işe başlıyorum ama bitirmekte zorlanıyorum. Kafam o kadar dağınık ki, düşüncelerimi bir türlü açığa çıkaramıyorum. Karar vermede çok zorlanıyorum Evde eşyaları kaybetmeye başladım, bir şeyleri bir yerlere koyuyorum ama bulamıyorum Her şey rüya gibi geliyor Çoklu görevleri yapmakta zorlanıyorum Uyku sorunlarım başladı, uykuya dalamıyorum gece sık uyanıyorum Güne mutsuz başlıyorum, sabahları yorgun isteksiz kalkıyorum Gün içinde öfke nöbetlerim var, moralim sürekli dalgalı Çok yorgun ve halsiz hissediyorum Bu yakınmalardan en az 4 tanesi sizde varsa beyin sisiniz var demektir. Beyin Sisine İyi Gelen Gıdalar Neler? Sağlıklı Yağlar: Beyin fonksiyonlarını, motor becerileri ve görüşü geliştirebilir. Pitho Spirulina’da doğada sadece anne sütünde ve üstün hasat kalitesindeki Pitho Spirulina’da bulunan tüm esansiyel aminoasitler, omega 3-6-9 yağ asitleri ve GLA (Gama Linolenik Asit) dengeli bir şekilde yer alır. Antioksidanlar: Maruz kalmak zorunda olduğumuz toksinlerden arınmak ve bağışıklık tepkimizi güçlendirmek için antioksidanlar gereklidir. Pitho Spirulina güçlü bir antioksidan kaynağı olan c-phycocyanin içerir. İçerdiği ½14 c-phycocyanin üzerine yapılan araştırmalarla antioksidan ve antiinflamatuar etkileri kanıtlanmıştır. Bunun yanı sıra Pitho Spirulina doğadaki en zengin beta-karoten (provitamin a) kaynağıdır. En yüksek oranda klorofile sahip yeşil sebzelerden 22 kat fazla klorofil içerir. B Kompleks Vitaminleri: Kolin kimyasal olarak B grubu vitaminlerle ilişkilidir. Kolin, hafıza, ruh hali ve zekayı düzenlemede önemli bir rol oynayan bir nörotransmitter olan asetilkolini üretmek için gereklidir. Esansiyel Aminoasitler: Esansiyel yani temel aminoasitler, vücut tarafından doğal metabolik süreçler dahilinde üretilemeyen dolayısıyla beslenme yoluyla vücudumuza alabildiğimiz aminoasitlerdir. Proteinlerin temel yapıtaşı olan aminoasitler vücut fonksiyonlarının devamlılığında hayati bir rol oynarlar ve genetik işlevleri yerine getirirler. Amino asitler dengeli bir ruh halinin yaratılmasında etkilidir ve aynı zamanda uyku kalitesini de iyileştirir. Doğa ile uyumun getidiği sağlıkla, huzurla ve güvenle... Kaynak ve Referanslar 1 2 3 4 5 6 7 Sorumluluk Reddi Bu bilgilerin, eğitimli bir tıp uzmanının vereceği tavsiyeler yerine geçmesi amaçlanmaz. Pitho, yalnızca genel bilgi temelinde ve kaynaklarını da belirterek size verilen bu bilgilere dayanarak verdiğiniz kararların sorumluluğunu kabul etmez ve bu bilgiler kişiselleştirilmiş̧ tıbbi tavsiye yerine geçmez.

  • Böbrek Hastalıkları Kabusunuz Olmasın - Kedilerde Böbrek Sorunları

    Kedilerde oldukça yaygın olan böbrek sorunlarını sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarıyla kronikleşmeden önleyebilmek ve hayatınızı paylaştığınız patili bireyin yaşam kalitesini yükseltmek mümkün. Bugün sizinle öncelikle böbreklerin vücuttaki işlevlerini, sonrasında hangi faktörlerin varlığı ile sağlıklı yapısını kaybetmeye başladığını, böbreklerde oluşabilen hastalıkları, bunların belirtilerini ve en sonunda tedavi ve önlemenin temel yöntemlerini inceleyeceğiz. Hazırsanız başlayalım. Böbrek Nedir? Ne İşe Yarar? Böbrekler; Kanı süzen, Çeşitli hormonları salgılayan (tansiyon dengesi ve kan yapımında görevli olan), Vücuttaki atıkları idrar yoluyla dışarı atan organlardır. Vücuttaki bazı minerallerle su dengesini sağlayan, Bunun yanısıra böbrekler; D Vitamininin vücutta kullanılabilir hale getirilmesinin sağlanmasına, kandaki kalsiyum-fosfor oranının dengelenmesine, sağlıklı bir kemik yapısının varlığına yardımcıdır. Böbrek Sorunları En Sık Hangi Kedilerde Görülür? Kedilerde idrar yolu hastalığı genellikle Aşırı kilolu, Kuru gıda diyeti yiyen, Gıdalarda aroma ve kimyasallara sık maruz kalan veya Yeterli fiziksel aktivitede bulunmayan orta yaşlı kedilerde teşhis edilir. Her yaştaki kedide görülebilse de 3 yaşının altındaki kedilerde böbrek hastalığı görülme oranı %10’dur. Erkek kediler ayrıca, daha dar olan üretralarının tıkanma olasılığı daha yüksek olduğundan, idrar yolu hastalıklarına daha yatkındır. Günlük rutinlerindeki ani değişiklikler dahi kedilerin strese girmesine neden olarakl idrar yolu hastalıklarına karşı daha savunmasız bırakabilir. Böbrek hastalıklarına daha yatkın bazı kedi ırkları da vardır. Bu ırklar: Habeş, Burmese (Burma), Maine Coon, Ragdoll, Mavi Rus Kedilerinde, Siyam ve İran olarak tespit edilmiştir. Kedilerde En Sık Görülen Böbrek Sorunları Nelerdir? 1. İdrar yolu enfeksiyonları (üretrit) ve böbrek enfeksiyonları (piyelonefrit) 2. Böbrek Taşı 3. Akut böbrek yetmezliği 4. Kronik böbrek yetmezliği kedilerde en sık görülen böbrek hastalıklarıdır. 1. Kedilerde İdrar Yolu ve Böbrek Enfeksiyonları: Kedilerde İdrar Yolu Enfeksiyonunun Nedenleri Nelerdir? İdrardan toksin birikmesinden kaynaklanan üretral tıkaç Mesane enfeksiyonu, iltihaplanma İdrar yolunda yaralanma veya tümör Doğuştan anormallikler Duygusal veya çevresel stresörler kedilerde idrar yolu enfeksiyonlarının en sık görülen nedenlerindendir. Kedilerde İdrar Yolu Enfeksiyonu Belirtileri Nelerdir? İdrar yapamama, yaparken zorlanma Mesane kontrolünün kaybı, uygunsuz ortamlarda idrara çıkmaya başlama Küçük miktarlar için idrara çıkma Normalden daha fazla idrara çıkma İdrarda güçlü amonyak kokusu Sert veya şişkin karın Köpüklü veya kanlı idrar Normalden daha fazla su içme Genital bölgeyi aşırı yalama Letarji (Halsizlik ve sürekli uyku) Kusma Kedilerde İdrar Yolu Enfeksiyonu Önemli Midir? Herhangi bir mesane, böbrek veya idrar sorununun mümkün olduğunca erken tedavi edilmesi çok önemlidir. Tedavideki gecikmeler, kedinizin idrar yolunun kısmen veya tamamen tıkanmasına neden olabilir. Yukarıdaki belirtiler, hızla böbrek böbrek hastalıklarına veya mesanenin yırtılmasına yol açabilecek ciddi bir tıbbi sorunu gösteriyor olabilir. Kedilerde İdrar Yolu Enfeksiyonu Nasıl Teşhis Edilir? Kedilerimizin her şirinliği gözümüzün önündedir. Bu nedenle hareketlerindeki ve rutinlerindeki farklılıklar, aslında dikkatimizden kaçmasa da bazen bunları önemsemeyiz. Ancak yukarıdaki belirtileri gördüğünüz noktada, yaşı ve cinsiyeti ne olursa olsun kedinizi veteriner hekiminize götürüp kontrol edilmesini sağlamakta gecikmemek gerekir. Veteriner hekiminiz bu durumda hem elle muayene edecek hem de idrar tahlili yapacaktır. Duruma göre kan tahlili yapılması ya da radyografi de gerekebilir. Kedilerde İdrar Yolu Enfeksiyonu Tedavisi Kedinize hangi tedavinin uygulanacağını, kedinizin üriner semptomlarının altında yatan neden belirleyecektir, ancak çoğunlukla şunları içerir: Kedinizin su tüketimini artırmak Antioksidan ağırlıklı ve kimyasallardan uzak beslenme tarzı İleri durumlarda semptomları hafifletmek için antibiyotikler veya ilaçlar Modifiye diyet (Katkı maddelerinden olabildiğince arınmış antioksidan ve doğal gıdalarla desteklenmiş diyet) Daha ileri durumlarda küçük taşların oluşmuş olması durumunda üretra yoluyla dışarı atılması Daha ileri durumlarda, erkek kedilerde üretral blokları çıkarmak için idrar sondası veya ameliyatı. 2. Kedilerde Böbrek Taşı: Kedilerde Böbrek Taşı Oluşumunun Nedenleri Nelerdir? Enfeksiyona bağlı olarak Yaşam tarzına bağlı olarak Genetik yatkınlık nedeniyle Yaşa bağlı olarak gelişebilir Kedilerde Böbrek Kristali Çeşitleri Nelerdir? A. Strüvit (Magnezyum Amonyum Fosfat) Kristalleri: Kedi ve Köpeklerde en sık görülen taşlar bileşimini struvit kristallerinden oluşur. Struvit magnezyum, amonyum ve fosfat bileşiminden oluşan kristaldir. PH’ı alkali olan idrarda oluşur. B. Kalsiyum Oksalat Kristalleri: İdrarda yüksek seviyede kalsiyum bulunmasıyla, asidik idrarda oluşur. Doğru beslenme ve yaşam tarzının benimsenmemesi durumunda bu kristaller taşa dönüşebilmekte ve böbrek taşları oluşmaktadır. Kedilerde Böbrek Taşının Belirtileri Nelerdir? Kedilerle ilgili az bilinen bir gerçek vardır: Bir kedinin herhangi bir hastalığı olduğunu fark ettiğinizde muhtemelen bir süredir zaten hastadır. Kediler hastalıklarını ya da sorunlarını görmezden gelmede ve belli etmemekte ustadır ve bu konuda onları destekleyen güçlü bir yapıları vardır. Küçük böbrek taşı olan kedilerin de hiçbir belirtisi olmayabilir. Böbrek taşları, ilgisiz nedenlerle çekilen karın röntgenlerinde “tesadüfi” olarak adlandırılan bir bulgu olarak ortaya çıkabilir. Kedilerde böbrek taşları acı verici görünmediğine göre, onlar için neden endişelenelim? Normal idrar akışına izin veren bir böbrek taşı, veteriner hekiminiz tarafından yakından takip edilir ancak tedavi edilemez. Sadece, aşağıda da belirteceğimiz beslenme ve yaşam tarzı değişikleri ile kontrol altına alınır. Ancak böbrek taşları küçükken, tesadüfi olarak keşfedilmez ve yaşam tarzı düzenlenmezse taş büyür, küçük parçalar üreteri (her böbreği idrar kesesine bağlayan uzun dar tüp) yerleşebilir ve bu durum kedinizde semptomlar ortaya çıkmasına neden olur. Bu semptomlar: Ateş Karın ağrısı (duruşundaki değişiklik ve daha yavaş nefes alıp verme ile belli eder) Böbrek ağrısı (idrar yaparken zorlanma) İdrarda kan (hematüri) Değişen idrar üretimi (eskisinden daha sık olabileceği gibi daha az da olabilir) Letarji (halsizlik ve sürekli uyku) İştahsızlık (ani gelişmeye başlayan) Kusma (tüy yumağı çıkarmak ya da çıkarmaya çalışmak için olabilecek kusmalar sizi endişelendirmesin) Kilo kaybı (yeme durumunun gerektirdiğinden daha hızlı) Kedilerde Böbrek Taşı Nasıl Teşhis Edilir? Tam kan sayımı (CBC) Elektrolitli kan kimyası — Böbrek hastalığı kanıtı ve taş oluşumu için risk faktörleri testi İdrar tahlili— İdrar kalitesi böbrek hastalığını ve taş tipini tahmin etmeye yardımcı olabilecek bakteriyel enfeksiyonu veya kristalleri belirlemeye yardımcı olabilir. İdrar kültürü— Bakteriyel enfeksiyonu ve en iyi antibiyotik seçimini /seçeneklerini belirlemek için Karın radyografileri (röntgenler)— Böbreklerin boyutunu ve şeklini incelemek ve idrar taşlarını aramak için Sistemik kan basıncı — Böbrek hastalığının önemli bir komplikasyonunu belirlemek için Abdominal ultrason— Bu, herhangi bir taşın yerini ve herhangi bir tıkanıklığın şüpheli derecesini doğrulamaya yardımcı olacaktır. Kontrast radyografi — Tıkanmayı doğrulamak ve her böbreğin idrar üretimine yaptığı katkıyı göstermeye yardımcı olmak için boya çalışmaları gerekebilir. Kedilerde Böbrek Taşı Tedavisi Böbrek taşlarının oluşumunun en temel nedenlerinden biri tekrarlayan veya temizlenemeyen bakteriyel idrar yolu enfeksiyonlarıdır. Bu nedenle veteriner hekiminiz öncelikle ve her durumda antioksidan ve antiinflamatuar ağırlıklı olup; koruyucu, aroma ve kimyasallardan olabildiğince uzak bir beslenme tarzına geçmenizi önerecektir. Yine, bazı idrar taşı türlerinde, veteriner hekiminiz konservatif olarak, antibiyotik, diyet ve bol sıvı kombinasyonu ile tedavi etmek isteyebilir. Bu tedavinin uygulandığı taş, fazla belirti göstermeyen boyuttaysa antibiyotik direnci kazanmaması adına, antibiyotik yerine antioksidan ve antiinflamatuar içerikli beslenmeye ağır verilecektir. Böbrek taşlarını tamamen eritmek genellikle aylar alır, ancak boyutta herhangi bir erken azalma harika bir haberdir. Kedi böbrek taşlarını eritmek için tıbbi çabalar genellikle ameliyattan daha güvenlidir, ancak çoğu taş için çalışmaz. Cerrahi alanda yetenekli bir veteriner hekim tarafından yapılabilecek bir ameliyatla böbrek taşlarını çıkarılabilir. Ancak ameliyat,sorunsuz geçse bile, etkilenen böbreğe kalıcı hasar verme riski taşır. Bir taşı kırmak için özel teknikler (örneğin litotripsi) genellikle kediler için önerilmemektedir çünkü taş parçaları kedilerin dar üreterlerine yerleşme eğilimindedir. Bazı kediler için uzmanlar bir endoskop (ışık takılı küçük bir cihaz) ile tedavi önerebilir. Acil durumlarda, üreterler tıkandığında, idrarı tıkalı üreterlerin etrafından yeniden yönlendiren hayat kurtarıcı baypas teknikleri önerebilirler. Veteriner hekiminiz oksalat böbrek taşından şüpheleniyorsa, kedinin su alımını artırmaya büyük önem vererek taş büyümesini azaltmak veya yavaşlatmak için özel bir diyet önerebilir. Buradaki amaç, bir taşa eklenecek mevcut mineral miktarını azaltmaktır. Taşlar şu anda komplikasyonlara yol açmıyor gibi görünse bile, veteriner hekiminiz muhtemelen yakın gelecekte kan ve idrar testlerinin düzenli olarak izlenmesini kabul etmenizi isteyecektir. Periyodik olarak tekrarlanan radyografiler (röntgenler) veya ultrason çalışmaları önerecektir. Taşlar çıkarıldıysa, kedinizin sağlıklı kalması için herhangi bir nüks olup olmadığının izlenmesi çok önemlidir. Siz ve veteriner hekiminiz, kedinizin durumuna en uygun izleme programını planlayabilirsiniz. Bu sırada kedinizin fazla stres yaşamamasına dikkat etmek, her hastalıkta olduğu gibi, çok önemlidir. Bazen küçük sorunlar, sırf hemen çözmek istediğimiz için veteriner hekim ziyaretini sıklaştırdığımız ya da çok gerekli olmadığı halde klinikte bıraktığımız için yaşadığı stres sebebiyle büyüyebilmektedir. Lütfen kedinizin de bedensel sağlığının, tıpkı sizin için de geçerli olduğu gibi, psikolojik sağlığına bağlı olduğunu unutmayın. Sizin de kaygılı olduğunuz ve aslında onun için çabaladığınız bu dönemde, hayatınızı paylaştığınız patili bireyin moralini yüksek tutabildiğinize, şefkatinizi ve güvende olduğunu ona da hissettirebildiğinize emin olun. 3. Kedilerde Akut Böbrek Yetmezliği: Kedilerde Akut Böbrek Yetmezliği Nedenleri Nelerdir? Akut böbrek hasarı (ABI), böbreklerin normal filtrasyon görevlerini yerine getirememesi anlamına gelir. Kedilerde Akut Böbrek Yetmezliğinin Sık Görülen Nedenleri: Tedavi edilmeyen böbrek taşı Genellikle dişte başlayan tedavi edilmemiş enfeksiyonlar Toksik maddelere maruz kalma Zehirli bitkiler yeme (zambak gibi) Genetik yatkınlık Hayvansal proteinin yüksek alımı Yüksek tansiyon Sıcak çarpması Kalp yetmezliği Pıhtılaşma bozuklukları Kedilerde Akut Böbrek Yetmezliği Belirtileri Nelerdir? Normalden fazla su içme İştahta azalma, seçiciliğin artması Normalden daha az ya da daha fazla idrara çıkma Kanlı veya köpüklü, bulanık idrar Kusma Tüylerin matlaşması Letarji ve depresyon (artan uyku süresi ile anlaşılabilir) Kilo kaybı (yaz dönemlerinde doğal olan, hastalıklı görünüme neden olmayan kilo kayıpları sizi endişelendirmesin) Nefeste amonyak benzeri koku (kanda biriken üremik toksinler nedeniyle) Uzun süreli bağırsak sorunları Bu belirtiler diyabet ve hipertiroid belirtilerine benzer olduğundan, hatalı teşhis ihtimalinin ortaya çıkmamasına dikkat edilmelidir. Böbrekler, çeşitli işlevlerini yerine getirmek için büyük miktarda yedek kapasiteye sahiptir. Dolayısıyla herhangi bir klinik belirti görülmeden önce böbreklerin en az üçte ikisi (%67 ila %70) işlevsiz olmaktadır. Bu nedenle kedinizin yaşam ve beslenme tarzına, bu belirtileri görmeden önce dikkat etmeye başlamak oldukça önemlidir. Sadece beslenme ve yaşam tarzı; idrar yolu enfeksiyonlarına, devamında böbrek taşına, devamında akut böbrek yetmezliğine ve nihayetinde kronik böbrek yetmezliğine neden olabilir. Kedilerde Akut Böbrek Yetmezliği Nasıl Teşhis Edilir? Kedinin yaşam tarzına ve değişkenlerine dayanan tıbbi öyküsünün dinlenmesi, Kan ve idrar testlerinin sonuçları İdrar kültürü testi, Sonuçlar yüksek şüphe doğuruyorsa: Abdominal radyografiler (X-ışınları), Abdominal ultrason, İnce iğne aspirasyonu (uzun bir iğne kullanarak böbreğin örneklenmesi) veya Böbreklerin cerrahi biyopsisi ve olası manyetik rezonans görüntüleme (MRI) veya bilgisayarlı tomografi ile teşhis edilir. Kedilerde Akut Böbrek Yetmezliği Tedavisi Erken tedavi edilirse, akut böbrek yetmezliği olan kediler iyileşebilir. Bu süreçte veteriner hekiminiz tarafından tespit edilmek istenen ilk nokta, nedeni olacaktır. Tedavi süreci, dolaşımdaki toksinlerin mümkün olan en kısa sürede uzaklaştırılmasına ve elektrolit dengesinin yeniden sağlanmasına odaklanır. Bu tedavi genellikle 1 ila 4 gün boyunca intravenöz sıvılar uygulanarak gerçekleştirilir. Akut böbrek yetmezliğinin toksin maruziyeti (zehirlenmiş fare yeme, fare zehri yeme, ilaçlanmış bitki yeme) veya bir ilaç reaksiyonu edeniyle olmasından şüpheleniliyorsa toksinlerin daha fazla emilmesini önlemek için midenin içeriğinin hemen boşaltılması ve ardından aktif kömür verilmesi önerilir. Siyanür ya da ağır metal zehirlenmesinde aktif kömür etkisizdir. 4. Kedilerde Kronik Böbrek Yetmezliği: Kedilerde Kronik Böbrek Yetmezliği Nedenleri Nelerdir? Geriatrik (yaşlı) kedilere ek, genetik yatkınlıklar kedilerde kronik böbrek yetmezliğinin en önemli nedenlerindendir. Ancak ne yazık ki bu yatkınlıkların haricinde kronik yetmezliğe neden olan birçok risk faktörü vardır. Bu nedenler: Bağışıklık tepkisi düşüklüğü kaynaklı bozukluklar Tedaviye tam olarak yanıt vermeyen önceki akut böbrek yetmezliği/akut böbrek yaralanmaları Tümörler ve kanser (lenfoma gibi) Kedi lösemi virüsü veya kedi immün yetmezlik virüsü gibi kedilere özgü virüsler Kronik piyelonefrit (böbreklerde yavaş gelişen bir enfeksiyon) Polikistik böbrek hastalığı veya amiloidoz gibi altta yatan genetik bozukluklar Hipertiroidizm gibi altta yatan tıbbi durumlar Üretral tıkanıklıklar (idrar yapamama) Düşük kan basıncı Pıhtılaşma bozuklukları Kalp hastalığı Paraziter enfeksiyonlar (toksoplazmoz veya böbrek solucanları) Kene kaynaklı hastalıklar Kedi Enfeksiyöz Peritoniti (FIP) Şokla sonuçlanan travma veya ciddi alerjik reaksiyonlar Kedilerde Kronik Böbrek Yetmezliği Belirtileri Nelerdir? Normalden fazla su içme İştahta azalma Ağız içinde ve diş etlerinde yaraların oluşması Dil renginin koyulaşması İdrar sıklığında artış Kansızlık Tüylerin matlaşması Letarji ve depresyon (artan uyku süresi ile anlaşılabilir) Kilo kaybı Nefeste amonyak benzeri koku (kanda biriken üremik toksinler nedeniyle) Kronik böbrek yetmezliğinin çoğunlukla 7 yaş ve üzeri kedilerde görülmesi nedeniyle; kilo kaybı, tüy kalitesinde azalma, fazla su tüketimi, halsizlik gibi belirtiler, sıklıkla, yaşlanma belirtileriyle karıştırılmaktadır. Kedilerde Kronik Böbrek Yetmezliği Nasıl Teşhis Edilir? Veteriner hekimler, böbrek fonksiyonunu değerlendirmek için, sağlıklı böbreklerin normalde filtrelediği veya düzenlediği atık ürünlerin ve diğer bileşenlerin konsantrasyonlarını değerlendirmek için çoğunlukla kan testlerine ve idrar analizi ne (idrar tahlili) başvurur. Kan testleri iki önemli atık ürünün konsantrasyonunu belirleyebilir: 1. Kan üre nitrojeni (BUN) 2. Kreatinin Kreatinin genellikle böbrek fonksiyonunun daha spesifik bir göstergesi olarak kabul edilir. Kedinizin kanındaki bu bileşiklerin konsantrasyonundaki bir artış, böbreklerinin düzgün çalışmadığını gösterebilir, ancak bu değerlerin bir dizi faktör ışığında yorumlanması gerekir. Örneğin dehidrasyon, bir kedinin böbreklerinin normal çalışmasına rağmen BUN ve kreatinin konsantrasyonlarının artmasına neden olabilir. İdeal olarak, bir veteriner hekim, böbrek fonksiyonu yorumunu, 12-24 saat aç kalmış, normal olarak hidratlı bir kediden iki hafta arayla alınan en az iki kan örneği ne dayandıracaktır. Proteinler, potasyum, fosfor ve kalsiyum gibi diğer maddelerin kan seviyelerinin yanı sıra kırmızı ve beyaz kan hücresi sayımlarını ölçen testler, böbrek yetmezliğinin boyutunu ve en iyi tedavi yöntemini belirlemek için önemlidir. Kronik böbrek yetmezliği olan bir kediyi değerlendirmede yararlı olabilecek diğer çalışmalar arasında: Karın ultrasonu, Radyografiler (X-ışınları) gibi görüntüleme çalışmaları Bazı durumlarda biyopsi örneklerinin mikroskobik değerlendirmesi yer alır. KBY'li kedilerde hipertansiyon potansiyeli göz önüne alındığında, bir kedinin kan basıncının ölçülmesi de bu hastalık için tıbbi değerlendirmenin önemli bir parçasıdır. Kedilerde Kronik Böbrek Yetmezliği Tedavisi Kronik böbrek yetmezliği (KBY) için kesin bir tedavi olmamasına rağmen, tedavi bu hastalığa sahip kedilerin yaşamlarını iyileştirebilir ve uzatabilir. Terapi, kan dolaşımında toksik atık ürünlerin birikmesini en aza indirmeye, yeterli hidrasyon sağlamaya, elektrolit konsantrasyonundaki bozuklukları ele almaya, uygun beslenmeyi desteklemeye, kan basıncını kontrol etmeye ve böbrek hastalığının ilerlemesini yavaşlatmaya yöneliktir. Diyet değişikliği , KBY tedavisinin önemli ve kanıtlanmış bir yönüdür. Çalışmalar, protein, fosfor ve sodyum içeriğini reddetmeyen ama kısıtlayan; lif ve antioksidan konsantrasyonları olabildiğince yüksek terapötik diyetlerin kronik böbrek yetmezliği olan kedilerde yaşamı uzatabileceğini ve yaşam kalitesini iyileştirebileceğini düşündürmektedir. Bununla birlikte, birçok kedi terapötik diyetleri kabul etmekte güçlük çeker, bu nedenle sahiplerin sabırlı olması ve plana bağlı kalmaya kendini adaması gerekir. Terapötik bir diyete kademeli olarak geçiş yapmak ve gıdanın sıcaklığını, dokusunu ve lezzetini dikkate almak önemlidir. Nispeten kısa bir süre boyunca yiyeceksiz kalan KBY'li kedilerde önemli sağlık sorunları gelişebilir, bu nedenle, kedinizin terapötik bir diyete geçiş sırasında yemek yediğinden emin olmanız çok önemlidir. Hipertansiyonu kontrol etmek, üriner protein kaybını azaltmak ve anemiyi ele almak, bu durumları geliştiren kedilerde önemli terapötik hedeflerdir. Hipertansiyon genellikle oral ilaçlarla ve tarapötik gıdalarla kontrol edilir. KBY'li bir kedideki anemi, kırmızı kan hücresi üretimini uyaran eritropoietin (veya ilgili bileşikler) ile replasman tedavisi ile tedavi edilebilir. KBY'li kediler daha az eritropoietin üretebilir ve replasman tedavisinin alyuvar sayısını artırabileceğine dair bazı kanıtlar vardır. Bazı durumlarda, donör bir kediden alınan kan kullanılarak normal kırmızı kan hücresi konsantrasyonlarını eski haline getirmek için kullanılabilecek kan transfüzyonları gerekli olabilir. Fosfat bağlayıcılar, potasyum takviyesi, antioksidan takviyesi, alkalileştirme tedavisi ve intravenöz veya deri altı sıvı uygulaması dahil olmak üzere bir dizi başka terapi, KBY olan kedilere yardımcı olma potansiyeline sahiptir. Aynı durum hemodiyaliz (toksik atık ürünlerin kan dolaşımından özel olarak tasarlanmış ekipmanlarla uzaklaştırılması) ve böbrek nakli için de geçerlidir. Bu tartışmalı, karmaşık ve pahalı tedaviler, KBY'li kedilere potansiyel faydalar sunar, ancak etkinliklerini kanıtlayacak çalışmalara tabi tutulmamıştır, bu nedenle bir veteriner uzmanının dikkatli rehberliğinde araştırılmalıdır. Genel Olarak Böbrek Yetmezliği Tedavi Sürecini Özetleyecek Olursak: Tedavi süreci, kan testlerinin sonuçlarına bağlıdır ve spesifik tedaviler, spesifik anormallikleri çözmeyi amaçlar. Kedilerin çoğunun hastalığı, takviye ve bir veya iki başka tedavi dahil olmak üzere diyet değişikliği ile etkili bir şekilde yönetilir. Veteriner hekiminiz, kediniz için en iyi tedaviyi belirlemek üzere sizinle birlikte çalışacaktır. Farklı tedaviler mevcuttur ve kedilerin çoğunun hastalığı, takviye ve bir veya iki başka tedavi dahil olmak üzere diyet değişikliği ile etkili bir şekilde yönetilir. Özel Diyetler: Tamamen kesilmeden ama sınırlandırılmış düşük ve kaliteli proteinli ve düşük fosforlu diyetler, kan dolaşımındaki atık ürünlerin seviyesini düşürmeye yardımcı olur. Bu diyetlerin olabilidiğince doğal ve kimyasallardan uzak içeriğe sahip olmasına dikkat ederken, fonksiyonel gıdalardan, ilaç kullanım yoğunluğunu kedinizin bedenini daha fazla yormamak adına azaltabilmek adına destek almak önemlidir. Fosfat Bağlayıcılar: Diyetteki düşük fosfata rağmen, bazı kedilerde kan fosfor seviyeleri normalin üzerinde kalır. Kan fosforunun düşürülmesi, kedinizin sağlığını iyileştirmede ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatmada önemli bir etkiye sahip olabilir. Alüminyum hidroksit gibi oral fosfat bağlayıcılar, bağırsak duvarından emilen fosfor miktarını azaltmaya yardımcı olur. Antibiyotikler: Birçok kedi antibiyotiklere iyi tepki veriyor gibi görünse de bunun nedeni her zaman net değildir. KBY'li kediler daha sık mesane enfeksiyonu geliştirir ve birçok hasta için rutin idrar kültürleri önerilir. Potasyum Takviyesi: Böbrek yetmezliği olan kediler idrarda çok fazla potasyum kaybetme eğilimindedir. Bu kas zayıflığına, sertliğine ve tüy kalitesinde düşüşe yol açar. Düşük potasyum seviyeleri de böbrek yetmezliğinin kötüleşmesine neden olabilir. B Kompleks ve C Vitaminleri: Hasarlı böbrekler idrarı konsantre edemediğinde, suda çözünen bu vitaminler kaybolur ve etkilenen kedilerin günlük takviyeye ihtiyacı vardır. Anti-emetikler: Kusma yaşayan kediler için, anti-emetiklerin (kusmayı önleyici ilaçlar) kullanılması mide bulantısını azaltır ve böylece iştahı artırır. Tansiyon Düşürücüler: Böbrek yetmezliği olan önemli sayıda kedinin tansiyonu yüksektir ve bu da böbreklerde daha fazla hasara yol açabilir. Bazı durumlarda, kan basıncını düşürmek gerekli olabilir. Anemi Tedavisi: Böbrekler kemik iliğinde kırmızı kan hücresi üretimini başlatır. KBY'li birçok kedi, kemik iliğinin uyarılmaması nedeniyle anemiktir. Bu konuda bedeni destekleyecek gıdalar ve takviyeler önemli desteklerdir. Böbrek Hastalıklarının Tedavi Maliyetleri Ne Kadardır? Tedavi süreci, yukarıda da belirtilen birçok değişkene bağlı olsa da 2023 yılı için ortalama olarak şu fiyatlar söylenebilir: Kedilerde idrar yolu enfeksiyonu tedavisi 2023 yılı ortalama maliyeti: 1.000₺-2.000₺ Kedilerde böbrek taşı tedavisi 2023 yılı ortalama maliyeti: 3.000₺ (Her nüksetmesinde tekrarlanacaktır) Kedilerde akut böbrek yetmezliği tedavisi 2023 yılı ortalama maliyeti: 3.000₺ - 4.000₺ Kedilerde kronik böbrek yetmezliği tedavisi 2023 yılı ortalama maliyeti: 50.000₺ - 60.000₺ (Diyaliz ile) Kedilerde Böbrek Yetmezliği İyileşir Mi? Prognoz (Hastalık Seyrinde İyileşme Öngörüsü) Bazı kediler KBY tedavisine çok iyi yanıt verirken diğerleri vermez, bu nedenle etkilenen kedilerde KBY prognozu oldukça değişkendir. Bazı araştırmalar, idrarlarında daha fazla protein kaybeden kedilerin prognozlarının daha az olumlu olduğunu göstermektedir. KBY ne kadar erken teşhis edilir ve tedaviye başlanırsa, yaşam kalitesi ve hayatta kalma açısından sonucun o kadar iyi olduğunu gösteren kanıtlar vardır. Böbrek yetmezliği daha erken teşhis edilebilir miydi? Bu soruya kesin ve net bir “evet” denilemese de öngörebilmek mümkün olabilir. Yılda bir defa check-up yapılması durumunda şüpheler ortaya çıkabilir ve beslenme/yaşam tarzı değişiklerine başlamak için motivasyon sağlanabilir. Bunun yanısıra belirti göstermeyen taşlar keşfedilip kedinizin yaşam kalitesi düşmeden müdahale edilebilir ve yine beslenme/yaşam tarzı değişikliklerine erkenden başlanabilir. Spirulina C’nin Böbrek Sağlığı İçin Gerekli Olmasının Nedeni Nedir? Peki Uritol-C? Böbrek sağlığı için ilk kural, her hastalık için olduğu gibi, elbette sağlıklı beslenmektir. İdrar yolu enfeksiyonlarından böbrek taşına, akut böbrek yetmezliğinden kronik böbrek yetmezliğine kadar böbrek sorunlarının önüne geçmek için temel koşul, antioksidan ve antiinflamatuar yönünden zengin gıdalarla beslenmekken, infalamasyona rastlandığında çözüm olarak ilk seçenek de yine bu olmalıdır. İnflamasyonu engelleyecek bir beslenme tarzı edindirmeksizin, sadece belli aroma ve katkıları nedeniyle ısrarla istediği yiyeceklerle beslenen patili bireyler, inflamasyonla karşılaşır karşılaşmaz antibiyotik tedavisi de aldığında ne yazık ki ilerleyen yaşlarda hem antibiyotik direnci hem de yetersiz beslenme kaynaklı sorunlarla mücadele etmek zorunda kalmaktadırlar. Hem hiçbir sorun görülmeksizin önlem almak, hem sorundan şüphelenildiğinde ilerlemesini engellemek, hem tedavi sürecinde sağlıklı beslenmeye geçmek hem de tedavi sonrasında böbrek hastalıklarının nüksetmesini engellemek, için: Toksinlerden olabildiğince arınmış gıdalar (Spirulina C’nin bulaşana ve ağır metale maruz kalmaksızın yetiştildiğine, hasat edildiğine ve kurutulduğuna dair analizlerini her zaman talep edebilirsiniz) Sınırlı protein ve fosfor ihtiyacını sağlıklı kaynaklarından da alabildiği bir diyete (1 kedi porsiyonu Spirulina C ortalama 0,35 – 0,7 g. Vegan protein içerir. İçerdiği vegan proteinin 0,07 – 0.14 kadarı antioksidan etkisiyle ünlü bir pigment olan c-phycocyanindir ve Spirulina C 0,055 mg - 0,11mg fosfor içerir) Antioksidan içeriklere sahip (Spirulina içerdiği c-phycocyanin başta olmak üzere, C Vitamini, E vitamini, Selenyum, ALA ve bakır ile tam bir antioksidan kaynağıdır.) B Kompleks ve C Vitamini ile desteklenen (Spirulina C’nin vitamin içeriğinin %26’sı B2, %19’u B1, %7’si B3, %7’si B5, %3’ü B6 Vitaminidir. Bunun yanısıra Pitho Spirulina’nın doğası gereği barındırdığı vitaminlerden C vitamini %1 iken, Spirulina C’ye %3,5 oranında insan kullanımı kalitesinde C Vitamini de eklenmiştir.) Koruyucu, aroma, renklendirici gibi kimyasallardan uzak bir beslenme tarzına geçmek gerekmektedir. (Spirulina C, koruyucu içermez, renklendirici içermez, aroma içermez. Herhangi bir kimyasal içermez. Analizlerini her zaman talep edebilirsiniz.) Eğer bir tedavi sürecindeyseniz Spirulina C ve Uritol C'nin eş zamanlı kullanımı , Uritol-C'nin Kuzey Amerika ve Iskandinav ülkelerinde yaygın olarak kullanılan üst kalitede Kızılcık (Vaccinium Macrocarpon) ve C Vitamini nin yer aldığı %100 doğal aktif içerikle formüle edilmiş olması nedeniyle, bu sürece oldukça büyük bir destek sağlayacaktır. Not: Bu gönderide verilen tavsiyeler bilgilendirme amaçlıdır ve patili bireylerle ilgili spesifik tıbbi tavsiye teşkil etmez. Hayatınızdaki patili bireyin durumunun doğru teşhisi ve tedavisi için lütfen veterinerinizden rand evu alınız. Kaynaklar Spirulina fusiformis provides protection Modulatory potential of Spirulina Modification of mercury-induced biochemical alterations Spirulina platensis enhances humoral and cell-mediated immune functions Protective effect of Spirulina Spirulina Platensis Protects Against Renal Injury Activation of the human innate immune system by Spirulina Selective inhibition of cyclooxygenase-2 by C-phycocyanin Antiinflammatory and antihyperalgesic activity of C-phycocyanin Protective and curative role of Spirulina platensis on kidney injury Effect of Spirulina on blood uric acid, hemoglobin and kidney histo-texture Feline kidney disease: symptoms and management Development of chronic renal disease in cats fed a commercial diet Investigation of the induction of antibodies against CR feline kidney cell lysates Interstitial nephritis in cats inoculated with Crandell Rees feline kidney cell lysates Risk factors associated with the development of chronic kidney disease in cats Case-control study of risk factors associated with feline, canine chronic kidney disease Diet and lifestyle variables as risk factors for chronic renal failure in pet cats An unexpectedly high prevalence of azotaemia in Birman cats Sorumluluk Reddi Bu bilgilerin, eğitimli bir tıp uzmanının vereceği tavsiyeler yerine geçmesi amaçlanmaz. Pitho, yalnızca genel bilgi temelinde ve kaynaklarını da belirterek size verilen bu bilgilere dayanarak verdiğiniz kararların sorumluluğunu kabul etmez ve bu bilgiler kişiselleştirilmiş̧ tıbbi tavsiye yerine geçmez.

  • Kedim Neden Sesli Nefes Alıyor? Stertor ve Stridor Nedir?

    Köpeklerin aksine, kediler nefes alırlarken genellikle çok az ses çıkarırlar veya hiç ses çıkarmazlar. Yani kediniz yüksek sesle nefes alıyorsa ve bu mırlama değilse, hava yollarında veya solunum yollarında anormal bir durum olması muhtemeldir. Kedilerde gürültülü solunum özellikle yeni ortaya çıktıysa, mutlaka güvenilir ve alanında uzman bir veteriner hekim tarafından değerlendirilmelidir. Kedilerde Gürültülü Solunum Nedir? Kedinizin nefes alma seslerini stetoskop olmadan duyabiliyorsanız, bu, gürültülü solunum olarak kabul edilir. Sesler genellikle akciğerden değil, burun, boğaz ve trakea gibi üst solunum yollarından gelir. Brakisefalik kediler gibi (kafatası dar, basık burunlu) belirli kedi ırkları çok kısa burun kanallarıyla doğarlar. Bu düz yüzlü kedilerde gürültülü solunum normal olabilse de onlarda dahi ekstrem bir durum olup olmadığını teyit etmek gerekir. Üst solunum yolu seslerine neden olabilecek farklı anormallikler vardır. Bunun acil bir durum olup olmadığı , Sesin nereden geldiğine (stertor veya stridor), Sesin ne zaman başladığına, Kedinizin diğer davranışlarına ve Klinik belirtilerine bağlıdır. Kedilerde Stertor Nedir? Stertor, düşük perdeli bir sestir. Horlama veya homurdanma gibidir ve nefes alma sırasında duyulur. Genellikle burun kanallarından veya ağzın arkasından gelir. Bu tür sesler brakisefalik kedilerde yaygındır. Genel olarak tehlikeli veya yaşamı tehdit edici değildir ancak nedene bağlı olarak çok rahatsız edici olabilir. Kediniz normal şekilde yemek yiyor ve davranıyorsa, semptomlarını güvenilir ve alanında uzman bir veterinerle görüşmeniz yeterli olabilir. Ancak, stertor u yuşukluk veya iştahsızlıkla birlikteyse, kediniz için acilen bir randevu almanız önemlidir. Kedilerde Stridor Nedir? Stridor, gırtlak veya soluk borusunun (trakea) daralmasıyla oluşan daha tiz bir ses tir. Bu daha sert dokular, kediniz nefes alıp verirken ıslık sesi çıkarır. Solunum yolunun bu kısımlarındaki değişiklikler akciğerlere daha az oksijen ulaşması na neden olabileceğinden, stridor kedilerde tehlikeli olabilir. Stridor olduğundan şüphelenilen kediler acil bir klinik ziyareti nde değerlendirilmelidir. Kedilerde Gürültülü/Sesli Solunumun Nedenleri Kedilerde gürültülü solunumun bazı olası nedenleri şunlardır: Solunum Yolu Enfeksiyonu: Üst solunum yolu enfeksiyonları genellikle viraldir ancak bakteriyel veya fungal da olabilir. Kronik olmayan üst solunum yolu enfeksiyonunun tedavisi oldukça pratik olabilir. Kronik solunum yolu enfeksiyonları, artık ilaçlara yanıt vermeyen burun kanallarında kalıcı hasara yol açabilir. Diş Hastalıkları : Ciddi diş hastalıkları gırtlakta ve hatta burun kanallarında iltihaplanmaya yol açabilir. Neoplazi (kanser) : Skuamöz hücreli karsinom da dahil olmak üzere birçok kanser türü solunum yollarını hedef alırken, daralmış hava yollarına ve gürültülü solunuma yol açar. Nazal Polipler : İç kulaktaki (östaki boruları) veya burun pasajlarının arkasındaki iyi huylu büyümeler de hava akışını engelleyebilir. Bu genellikle genç kedilerde görülür ve burun akıntısı ve öksürüğe de neden olabilir. İlgili yazı Obezite: Aşırı yağ, hava yollarında dış basınca ve akciğerlerin genişleme yeteneğinin azalmasına yol açarak gürültülü solunuma (özellikle uyurken) neden olabilir. Anormal Anatomi: Yavru kediler, hava yollarını etkileyen yarık damaklar gibi fiziksel anormalliklerle doğabilir. Daha yaygın olarak, düz yüzlü brakisefalik kediler dar hava yolları ve gürültülü nefes almaya yol açabilen uzun, yumuşak damaklarla doğarlar. Kedilerde Gürültülü/Sesli Nefes Alma Yaygın Mıdır? Kedilerde gürültülü solunum yaygın bir durum değildir ve genellikle bir hastalığın habercisidir. Kedinizin nefes alışı horlamaya benziyorsa, güvenilir ve alanında uzman bir veteriner hekim tarafından değerlendirilmelidir. Kedilerde Gürültülü/Sesli Solunum İçin Ne Yapılmalı? Kedinin yüksek sesle nefes alması durumunda mutlaka güvenilir ve alanında uzman bir veteriner hekime başvurulmalıdır. Eğer iştahı ve tavırları normalse , hekim tarafından değerlendirilene kadar onları içeride, tercihen aşırı sıcaktan, soğuktan veya nemden uzak tutmanız önerilir. Gürültülü solunum sesine egzersiz intoleransı, iştahsızlık veya saklanma eşlik ediyorsa kediyi acilen güvenilir ve alanında uzman bir veteriner hekime götürünüz. Gürültülü solunumun nedenini teşhis etmek için bazen sadece fiziksel muayene yeterli olabilir. Daha sıklıkla, veteriner hekim kan testi veya röntgen çekmek isteyecek ve yaygın bakteriyel ve viral enfeksiyonlar için test önerecektir. Şiddetli vakalarda veya yaygın tedavilerle düzelmeyen vakalarda sakinleştirici ağız muayeneleri ve BT taraması veya rinoskopi gibi daha ileri görüntüleme yöntemlerine ihtiyaç duyulacaktır. Bu yöntemlerde burun içini görüntülemek ve herhangi bir anormallikten örnek almak için küçük bir kamera kullanılır. (Örneklerini, bir önceki yazımızda vermiştik.) Kedilerde Gürültülü Solunum Tedavisi Gürültülü solunumun tedavisi tamamen nedene bağlı dır. Üst solunum yolu enfeksiyonu ve tıkanıklığı olan kedilere antibiyotikler, antiviraller ve antiinflamatuarlar reçete edilebilir ve bu kediler genellikle evde tedavi edilebilir. Hava yollarında kitle, polip veya yabancı cisimler den kaynaklanan fiziksel tıkanıklıklar sıklıkla cerrahi müdahale gerektirir. Brakisefalik hava yolu sendromu olan düz yüzlü kediler , ısı ve nemden kaçınma ve egzersizi sınırlama gibi uzun vadeli çevresel yönetime ihtiyaç duyabilir. Bu kedileri ideal vücut koşullarında tutmak, daha kolay nefes almalarına da yardımcı olabilir. Ciddi şekilde etkilenen brakisefalik kediler , küçük burunlarını yeniden şekillendirmek için rinoplasti veya yumuşak damak rezeksiyonu gibi ameliyatlardan da faydalanabilir. Bu prosedürler boğazın arkasından hava akışını iyileştirmeye yardımcı olur. Kedilerde Gürültülü Nefes Alma Nasıl Önlenir? Gürültülü solunumun tüm nedenleri önlenemez, ancak kedinizin solunum yolu hastalığı riskini azaltmak için atabileceğiniz adımlar kesinlikle vardır. Diş Sağlığını Koruyun: Kedinizin dişlerini evde bir kedi diş fırçası ve diş macunu ile fırçalayabilecek olsanız da gerçekçi olmak gerekirse bu çoğu kedi için mümkün değildir ve/veya fazla streslidir. İğnesiz şırıngaya doldurmak için hazırlayacağınız Spirulina C ve su ile hazırlayacağınız pratik bir karışımla da güçlü bir antioksidan etki sağlayabilir, ağız sağını ortalama düzeyde desteklerken bağışıklık tepkisini güçlendirmesine destek olabilirsiniz. Zihinsel ve Fiziksel Zenginleştirme Sağlayın: Evde çevresel zenginleştirme ve stres azaltma, burun ve göz hastalıklarına yol açabilen kedi herpes virüsü alevlenmelerinin sıklığını azaltabilir. Farklı yüksekliklerde çeşitli alanlara sahip olmak (kedi ağaçları veya pencere/kalorifer yatakları şeklinde) ve normal tırmalama ve işaretleme davranışını uygulamak için uygun nesneler (kedi tırmalama tahtaları ve tırmalama direkleri gibi) kedinizin zihinsel ve fiziksel sağlığını önemli ölçüde iyileştirebilir. Sağlıklı Bir Yaşam Tarzını Sunun: Sağlıklı bir diyet(yaş mamadan ve ödül mamalarından olabildiğince uzak) ve egzersizle ideal vücut durumunu korumak solunum yollarındaki stresi azaltır. Obezite, kedilerin gürültülü nefes alma olasılığını çok daha fazla arttırır. Etik Üremeyi Destekleyin: Düz yüzlü yavru kedileri satın almaktan veya üretmekten kaçının. Daha iyisi için kısırlaştırmayı destekleyebilir; sokaklarda soğukla, sıcakla, trafikle, psikolojik sorunları olan insanlarla, bir sonraki yemeğinin ya da suyunun nerede olduğunu bilemeden yaşamak zorunda kalan kedilerden birini çok geç olmadan sahiplenebilir ve büyük bir fark yaratabilirsiniz. Doğa ile uyumun getirdiği sağlıkla, huzurla ve güvenle... Kaynak ve Referanslar 1 2 3 4 5 6 Sorumluluk Reddi Bu bilgilerin, eğitimli bir tıp uzmanının vereceği tavsiyeler yerine geçmesi amaçlanmaz. Pitho, yalnızca genel bilgi temelinde ve kaynaklarını da belirterek size verilen bu bilgilere dayanarak verdiğiniz kararların sorumluluğunu kabul etmez ve bu bilgiler kişiselleştirilmiş̧ tıbbi tavsiye yerine geçmez.

  • Kedim Neden Sesli Nefes Alıyor? Nazal Polipler Hakkında

    Sesli nefes almak kedilerde yaygındır ev çeşitli rahatsızlıklardan kaynaklanabilir. Bu rahatsızlıklatr arasında: Üst solunum yolu enfeksiyonu, Sinüs enfeksiyonu (diş hastalığı veya burun yabancı cisimlerinden), Burunda tümör, Nazal stenoz (boğazın arka kısmının daralması) veya Nazal polipler yer alır. Bu yazımızda nazal poliplerden bahsediyor olacağız. Polip Tanımlama Polipler, genellikle bir kedinin boğazında veya kulaklarında oluşan pürüzsüz, iyi huylu kitlelerdir. Aşağıda yer alan iki fotoğraf, iki farklı kedideki polipleri göstermektedir. Biri genizde (nazofarenkste) bulunan oldukça büyük bir poliptir. Diğeri ise burun boşluğunun genize açılan arka deliklerinde (choanae) veya burun ile boğazın arkası arasındaki bağlantının yakınında oluşmuştur. Polip Örnekleri Kedi Poliplerinin Nedenleri Nazal polipler genellikle iki yaşından küçük kedilerde görülür, ancak her yaştaki kedide görülebilir. Kedilerde poliplerin kesin nedeni bilinmemekle birlikte , polipli kedilerin çoğunun genç yaşta olması nedeniyle sebebinin doğum kusuru olması ihtimali olası bir neden olarak kabul edilmiştir Viral ve bakteriyel enfeksiyonlar da nazal poliplerin gelişimiyle ilişkilendirilmiştir, ancak enfeksiyonun polipin nedeni mi yoksa sonucu mu olduğu belirsizdir. Schwarzman Hayvan Tıbbi Merkezi'nden yapılan bir araştırmaya göre, poliplerin lenfomadan sonra nazofarenksteki hastalıkların ikinci en yaygın nedeni olduğu açıktır. Kedi Poliplerinin Klinik Belirtileri Polipli kediler, değişen şiddette ve çok çeşitli klinik belirtiler gösterirler. Gürültülü solunum listenin başında gelir, Hapşırma veya burun akıntısı gibi üst solunum yolu belirtileri de görülebilir. Polip gırtlağa yakın bir yerdeyse, kedinizin miyavlamasında bir değişiklik fark edebilirsiniz. Polipli kediler bazen yemekle ilgisi olmayan bir şekilde yutkunur ve sıklıkla kulak enfeksiyonları yaşayabilir. Kedinizde polip olduğundan şüpheleniyorsanız, hatta yaşam kalitesinin etkilendiğini ve/veya belirtilerin arttığını gözlemliyorsanız bunu güvenilir ve alanında uzman bir veteriner hekimle görüşmek önemlidir. Kedilerin Poliplerinin Bulunması Kediniz şanslıysa kulağına veya burnuna bakıldığında kolayca görülebilen bir polipi olacaktır. Polip kolayca görülemiyorsa ve polip şüphesi yüksekse, veteriner hekiminiz sakinleştirici uyguladıktan sonra ağız muayenesi yapabilir ve/veya polipi bulmak için tıbbi görüntüleme teknolojisini kullanabilir. Yukarıdaki polip fotoğrafları, kedi, genel anestezi altındayken bir endoskop kullanılarak elde edilmiştir. Aşağıdaki görüntü ise kedinin kulak kanallarından birindeki polipin kapsamını belirlemek için kullanılan bir BT(Bilgisayarlı Tomografi) taramasıdır. Sağ Kulağında Polip Bulunan Bir Kedinin BT'si Kedilerde Poliplerin Çıkarılması Kedilerde nazofaringeal poliplerin tedavisi basit olabileceği gibi karmaşık da olabilir. Polip kolayca görülebiliyorsa, "traksiyon avulsiyonu" veya polipi cerrahi aletler kullanarak çıkarmak en yaygın tedavi yöntemidir. Polip kolayca görülemiyorsa, daha gelişmiş cerrahi teknikler kullanılabilir. Bazı kedilerde orta kulak kronik olarak enfekte olur ve temizlenmesi için bulla osteotomisi adı verilen cerrahi bir prosedür gerekir. Kedilerde Polipin Çıkarılması Sonrası İyileşme Süreci Kedilerde poliplerin çıkarılması mükemmel bir prognozla (tahmini iyileşme şansı öngörüsü) sonuçlanır. AMC veterinerleri tarafından yayınlanan bir çalışmada, polipektomi sonrası sonuçları uzun vadede izlenen 29 kedinin hepsinde iyi olmuştur. Polipler ara sıra yeniden büyür, ancak prognoz yeniden çıkarıldığında bile sonuç hala mükemmeldir. Doğa ile uyumun getirdiği sağlıkla, huzurla ve güvenle... Kaynak ve Referanslar 1 2 3 4 5

  • Stres Hormonları ve Etkileri

    Hepimiz daha önce stresi deneyimlemişizdir. Bazıları bunu bunaldığımızda, endişelendiğimizde veya korktuğumuzda hissettiğimiz duygu olarak tanımlar. Bunlar doğru ama bu kadar değil. Esasen stres, vücudun kendisine yapılan herhangi bir talebe verdiği belirsiz tepkidir. Başka bir deyişle, stres vücudun ekstra enerji veya çaba gerektiren her şeye tepki verme şeklidir. Stres, diğer her şeyde olduğu gibi, insana özgü değildir. İnsanın sadece bir parçası olduğu doğadaki hemen hemen tüm organizmalar, tehditlere yanıt vermelerine yardımcı olan hızlı etkili stres tepkilerine sahiptir; ancak stres altında olmak enerji gerektirir ve kronik stres zararlı olabilir. Stresin vücutta kendini göstermesinin yollarından biri hormonların salgılanmasıdır. Bu hormonlar, vücudu savaş ya da kaç durumuna hazırlayarak stresli durumlarla başa çıkmamıza yardımcı olmak için tasarlanmıştır. Bu ilkel hayatta kalma mekanizması beynimize ve vücudumuza yerleşmiştir ve tehlikeye hızlı ve etkili bir yanıt vermemizi sağlar. Ancak günümüzün dünyasında hem insanlar hem de onlarla yaşayan hayvanlar, stresin farklı versiyonlarını da deneyimliyor. Bu versiyonlar, stresin bedenlerimiz tarafından bilinen versiyonundan farklı olarak hareket gerektirmeyebiliyor. Bugün en yaygın stres hormonlarından bazılarını ve bunların etkilerini inceleyeceğiz. Stres Hormonları Nelerdir? Stres yaşadığımızda, vücudumuz epinefrin (adrenalin) , kortizol ve norepinefrin gibi hormonlar salgılar. Bu hormonlar, kalp atış hızımızı, kan basıncımızı ve kan şekeri seviyelerimizi artırarak stresli durumlarla başa çıkmamıza yardımcı olmak için tasarlanmıştır. Kortizol Kortizol, ana stres hormonudur. Böbrek üstü bezleri tarafından strese yanıt olarak salgılanan bir steroid hormondur. Vücutta birçok farklı etkiye sahip olabilir. Katekolaminlerin aksine (büyük patlamalarla salgılanan bir grup stres hormonu), kortizol daha az miktarda ancak sürekli olarak salgılanır. Bunun nedeni, kortizolün vücudun uzun vadeli stres tepkisinde yer almasıdır.  Kortizolün birçok işlevi vardır, ancak ana rollerinden biri vücudun strese yanıt vermesine yardımcı olmaktır. Bunu Kan şekeri seviyelerini ve enerji üretimini arttırarak , Sindirim, üreme ve bağışıklık gibi temel olmayan işlevleri baskılayarak , Böylece vücudun kaynaklarını daha acil konulara yönlendirerek — stresli bir durumla başa çıkmak gibi — gerçekleştirir. Kortizol önemli bir hormon olsa da, fazlası sorun olabilir. Kortizol seviyeleri sürekli yüksek olduğunda Su içmede artış İdrarda artış İştahta artış ya da azalma Artan kilo ya da zayıflama Uyuşukluk Kas zayıflığı Diyabet Fazla tüy dökülmesi Cilt hastalıkları gibi durumlar yaşanmaya başlar. Katekolaminler  Katekolaminler, epinefrin (adrenalin), norepinefrin (noradrenalin) ve dopamin içeren bir hormon grubudur. Bu hormonlar, insan vücudunda nörotransmitter olarak işlev görür ve vücudun strese yanıt vermesine yardımcı olmak için sinir hücreleri (nöronlar) arasında sinyaller gönderir. Katekolaminler duygusal strese yanıt olarak salgılanır ve kalp atış hızını, kan basıncını ve kan şekeri seviyelerini artırmaya yardımcı olur. Katekolaminler ayrıca vücudun algılanan tehditlerle başa çıkmanın doğal yolu olan "savaş ya da kaç" tepkisinde de rol oynar. Epinefrin (Adrenalin) – Epinefrin, "savaş ya da kaç" tepkisiyle en çok ilişkilendirilen hormondur. Büyük miktarlarda salgılanır ve kalp atış hızını, kan basıncını artırmak gibi vücut üzerinde bir dizi etkiye sahiptir. Epinefrin ayrıca enerji üretimini ve kaslara giden kan akışını artırır. Epinefrin kısa vadeli durumlarda yardımcı olabilirken, fazla epinefrin kaygıya, sinirliliğe ve uyku zorluğuna yol açabilir. Norepinefrin (Noradrenalin) – Norepinefrin epinefrine benzerdir ancak daha az miktarda salgılanır. Ayrıca kalp atış hızını ve kan basıncını artırmak gibi vücut üzerinde çeşitli etkileri vardır. Norepinefrin ayrıca uyanıklığı ve dikkati artırır. Vücutta dopaminden üretilen dopaminin bir metabolitidir. Epinefrin gibi, fazla norepinefrin kaygıya, sinirliliğe ve uyku zorluğuna yol açabilir. Dopamin – Dopamin, ruh hali, motivasyon ve zevkte rol oynayan bir nörotransmitterdir. Bazen "ödül hormonu" olarak bilinir çünkü iyi hissettiren bir şey yaptığımızda salgılanır. Dopamin ayrıca stres tepkisinde de rol oynar. Ancak araştırmacıların hala araştırdığı karmaşık bir ilişkidir. Dopaminin stresle başa çıkmak için gerekli olduğu bilinir çünkü çeşitli çevresel uyaranlara uyum sağlamayı sağlamaktadır. Vazopressin  Vazopressin (antidiüretik hormon olarak da bilinir) vücuttaki  kan basıncını ve su metabolizmasını düzenlemeye yardımcı olan bir hormondur. Hipotalamusta (beynin bir bölgesi) üretilir ve hipofiz bezinde (beynin altında bulunan küçük bir bez) depolanır. Vücut fiziksel veya psikolojik stres yaşadığında dolaşıma salınır. Kan dolaşımına girdiğinde, vazopressin kan damarlarındaki reseptörlere bağlanır ve kan damarı daralmasını artırır ve kan basıncında artışa neden olur. Ayrıca, böbreklere idrardan daha fazla su emmeleri için sinyal vererek daha az idrar üretimine yol açar ve fiziksel stres zamanlarında (örneğin, egzersiz sırasında) dehidrasyonu önlemeye yardımcı olur.  Fazla vazopressin   salgılanması, Baş ağrısına Denge sorunlarına Kafa karışıklığı, hafıza sorunları, garip davranışlar ve bunlara bağlı öfke gibi zihinsel değişikliklere neden olabilir. Stres Kedi ve Köpeklerin Sağlığını Nasıl Etkiler? Kaynaklara da eklediğimiz bir çalışma, stresin köpeklerin ömrünü kısaltabileceğini ve hastalık vakalarını artırabileceğini göstermiştir. Özetle kedi ve köpeklerde stres; Bağışıklık sistemini zayıflatabilir, Kalp sorunlarına neden olabilir, Solunum sorunlarına neden olabilir, Sindirim ve boşaltım sistemi sorunlarına neden olabilir, Cilt rahatsızlıklarına neden olabilir, Fazla tüy dökülmesine neden olabilir, Uzun vadeli davranış sorunlarına neden olabilir, Erken yaşlanmaya ve erken ölüme neden olabilir. Bu noktada hayatımızı paylaştığımız patili bireylerin sadece yemek yemesi, su içmesi ve tuvalet ihtiyacını sağlamanın, sağlıklı ve kaliteli yaşamları için yeterli olmadığını net olarak görüyor olmalıyız. Onlarla empati kurmak, karakterlerini tam olarak anlamak ve her birinin karakterinin birbirinden farklı olduğunu gözlemleyip duruşumuzu buna göre şekillendirmek de temel bir gerekliliktir. Sormak istediğiniz her soru, yardımcı olabileceğimiz her konu için daima buradayız. Doğa ile uyumun getirdiği sağlıkla, huzurla ve güvenle... Kaynak ve Referanslar 1 2 3 4 5 6 7 8 9

bottom of page